- ılımlılıkGörüş veya ilişkilerde karşıtlarıyla uzlaşmaya imkan verecek biçimde ölçülü olma, aşırı uçlara meyletmeme tavrı.
- ıraksak süreçlerOrtak bir noktada yola çıktıkları ya da aynı merkezden kaynaklandıkları halde, farklı amaçlar taşımaları yahut değişik yöntemler izlemeleri nedeniyle, giderek birbirinden uzaklaşan, dolayısıyla aralarındaki mesafe gittikçe açılan süreçler.
- ırk
- ırk sosyolojisiIrk farklılıklarının sosyal kurumların oluşumu ve kurumsallaşmasındaki yeri ve rolünü inceleyen bilim dalı.
- ırkçılık1. Davranışların, eylemlerin, dünya ve toplumdaki her türlü gelişme ve değişme ile egemenlik ilişkisinin ırk faktörüne bağlanarak açıklanması. 2. Bir ırkı diğerlerinden ayırıp ona üstünlük atfederek anlayış ve eylemlere meşruluk kazandırma. 3. Kendi ırkını diğer ırklardan üstün görerek onlar üzerinde hegemonya kurmayı meşru sayıp bu uğurda mücadele edilmesini öngören ideoloji.
- ıslık
- ıslık dili
- iyimserlikGeleceğin daha iyi olacağı, daima iyilerin galip geleceği, bugün olmazsa yarın durumun daha iyi olacağı inancını taşıma. Olay ve olguların olumlu yanlarını öne çıkarma, bardağın dolu tarafını görme tavrı. bkz. gerçekçi olmayan iyimserlik, hüsnü kuruntu, kötümserlik.
- izlek bağımlılığıbkz. yol bağımlılığı.
- izleme maliyetleriGözetim maliyetleri. Bilginin homojen dağılmadığı ve iktisadi işlemlere ilişkin sözleşmeler ile bunların gerçekleşmeleri arasında belirli bir zaman diliminin olduğu durumlarda, ters seçim ve ahlaki tehlikeden kaynaklanabilecek maliyetlerden kaçınmak için sözleşmelere konu veya taraf olan iktisadi karar biriminin davranışlarının sözleşme süresince izlenilmesinin ortaya çıkardığı maliyet.
- izlenim
- izomorfizmEşbiçimcilik. İki nesne kümesi yahut nesnelerle kavramlar arasında, birebir eşleşmeyi mümkün kılacak biçimde var olan denklik.
- jakobenizmTepeden inmecilik. Belirli toplumsal amaçların; iktisadi, sosyal veya kültürel açıdan belirli bir topluluk, kurum yahut tüm toplum genelinde yapılmak istenen değişiklikler ile toplumsal yapıda gerçekleştirilmek istenen dönüşümlerin; tabandan gelen isteklere göre değil, toplumun dizginlerini elinde tutan yöneticilerin istekleri doğrultusunda, tepeden inmeci yöntemlerle, muhalefete şans tanımadan ve gerekirse zor kullanarak yapılmasını meşru sayan görüş.
- Japonlaştırma
- jargonbkz. argo.
- jest1. Belirli bir sosyal anlamı olan el, kol ve yüz hareketleri. 2. Beklenmemekle beraber, yerinde bulunan, memnuniyetle karşılanan karar veya davranış. Hoşa giden veya gitmesi umulan, tatlı sürpriz.
- jüriBir konuda sınama, değerlendirme veya eleme yapmak üzere, alanında yetkin olduğu kabul edilen en az iki kişinin bir araya gelip oluşturdukları karar organı.
- jüri sistemiSuçun niteliğine veya sanıkların konumuna bağlı olarak bazı davaların, profesyonel hukukçu olma şartı aranmaksızın değişik meslek gruplarına mensup vatandaşlardan oluşturulan bir jüri önünde yargılanması ve nihai kararın iddia, savunma ve tanıkları dinleyen bu jüri üyeleri tarafından verilmesini öngören yargı sistemi. Amerikan yargı sistemi bunun en tipik örneğidir.
- jürimetri
- kaba doğum oranıBelirli bir toplum için, yıl ortası nüfusa göre, her bin kişiye düşen canlı doğum oranı.