- evrensel
- evrensel gramer
- evrensellik-özellikbkz. kalıp değişkenler.
- evrim
- evrim teorisibkz. evrimcilik.
- evrimci metodolojiBilginin nasıl geliştiğine ilişkin olarak biyolojik evrim teorisinden esinlenerek geliştirilen ve canlıların gelişiminin evrimsel bir seyir izlediği iddiasına paralel olarak, insan bilgisinin de en güçlü biçimde kendisini savunabilen teorilerin hayatta kaldığı; buna karşılık, zamanının entelektüel ortamına ayak uyduramayan teorilerin eleştiri süreciyle ayıklandığını savunan bilgi-teorik yaklaşım. Buna göre rasyonel eleştirel süreç, evrim teorisindeki çevreye uyum sağlayamayan canlıların ayıklanması anlamına gelen doğal ayıklanma süreciyle benzer bir işlev görmektedir. Bilgi dünyasında da eleştirel sorgulama sürecine en uygun tepki veren düşünceler varlıklarını sürdürmekte, diğerleri yok olup gitmektedir. Bu yüzden sağlam bilgiyi diğerlerinden ayırmaya yarayan temel ölçüt, tüm eleştiri ve sorgulamalara rağmen varlığını sürdürecek düzeyde taraftar bulabilmesi, yani doğal ayıklanmaya direnebilmesidir. bkz. epistemoloji, evrim, evrimcilik.
- evrimcilikHayatın temel işleyiş yasasının evrim olduğunu ve her toplumun sürekli bir evrim sürecinin ürünü olarak ortaya çıktığını ileri süren görüş. Hayatın başlangıcı, türlerin kökeni ve canlıların yaşam serüvenini evrimci bir bakış açısıyla izah eden ve C. Darwin tarafından sistemleştirilen kurama evrim teorisi; doğal ayıklanma ile bir türün diğerine dönüştüğünü savunan evrim görüşüne de biyolojik evrimcilik denir. bkz. sosyal evrimcilik, Darwinizm, evrim.
- ex-ante
- ex-posteFiilileşmiş, gerçekleşmiş; bir olgu ya da olayın gerçekleştikten sonraki durumu. Düşünülenin gerçekleştirilmiş edilmiş şekli.
- eyaletbkz. federal devlet.
- eylem araştırmasıSosyal yapı ve ilişkilerin niteliğini anlamak, bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak gibi amaçlardan çok, pratik, uygulanabilir, somut çözümler getirecek sonuçlar elde etmeye yönelik olarak yapılan veya yaptırılan toplumsal araştırmalar.
- eytişimbkz. diyalektik.
- eytişimsel özdekçilikbkz. diyalektik materyalizm.
- ezeliyetÖncesizlik, öncesi veya başlangıcı olmama; ezelden beri var olma. bkz. ebediyet.
- Fabiyen cemiyeti1880'lerin ortalarında burjuva entelektüellerini sosyalizmin erdemlerine ikna etmek için kurulmuş, radikal Marksistlerin devrimci yönetimlerini reddeden, Batıdaki siyasi partilere ve kurumlara sızarak bu fikirleri onlara aşılamak suretiyle aynı amaçlara ulaşmaya çabalayan sosyalistlerin katıldığı dernek. bkz. Fabiyenizm.
- fabiyenizmRomalı devlet adamı Fabius Maksimus Cunctator’dan esinlenerek 19. yüzyıl ortalarında İngiltere’de Fabiyen Cemiyeti olarak ortaya çıkan, sosyalizmi mümkün olan en iyi şekilde adalet ve mutluluğu sağlamak olarak algılayan, özünde reformist, sosyalizmin teorik sorunlarıyla fazla ilgilenmeyen ve İngiliz İşçi Partisi’nin çekirdeğini oluşturan devrim karşıtı bir akım.
- fahişelik
- failKarar verme ve o karara uygun eylemde bulunma yetkisine ve gücüne sahip birey.
- faiz1. Modern iktisat teorisine göre üretim faktörlerinden biri olan sermayenin fiyatı; sermayeyi belirli bir dönemde kullanmanın ya da kiralamanın bedeli. Paranın fiyatı. Fiziksel veya finansal sermayeye erişimin, ödünç almanın bedeli. 2. İslam iktisadi öğretisine göre, riba. Hiçbir şey karşılığında alınıp verilen birş ey; her türlü emeksiz kazanç; alın teri harcamadan elde edilen fazlalık. 3. Borç-alacak ilişkisinde borçlunun, vadesi dolan borcunu ödeyememesi durumunda sürenin uzatılmasına karşılık ödemeyi taahhüt ettiği fazlalık. 4. Bankaların tasarruf sahiplerinden vadesiz olarak veya belirli vadelerle topladığı paralar karşılığında vade sonunda ana paraya ek olarak ödemeyi garanti ettiği miktar. 5. Alış-verişte risk unsuruna yer vermeyip, her halükârda kullanılan sermaye karşılığında belirli bir fazlalığın önceden garanti edilmesi, bu ilişkinin ortaya çıkardığı fazlalık. 6. Marksist iktisat kuramına göre, paranın fiyatı gibi görünen, ancak gerçekte üretim alanında gerçekleşen bir artı değer parçasından başka bir şey olmayan fazlalık; artık değerin değişikliğe uğramış şekli.
- faiz arbitrajıbkz. arbitraj.