- düş
- düş analizi
- düşlembkz. fantezi.
- düşük beceri tuzağıSüre olarak sınırlı ve düşük kaliteli eğitim alan, sağlık sorunları yüzünden de mevcut becerilerini yeterince geliştiremeyen yoksulların, daha iyi iş olanaklarından da yoksun kalmaları sonucu yoksulluk döngüsünü kıramamaları. bkz. yoksulluk döngüsü.
- düşük mallarAşağı mallar. Fakir malları. Gelir düzeyi yükselirken, tüketim talepleri azalan mallar. Düşük malların taleplerinin gelir esnekliği negatiftir; gelir yükselirken talepleri düşer. Örn. Düşük gelir düzeyinde çok patates tüketen birisinin, gelir düzeyi yükseldikçe patates yerine et vb. daha pahalı besin maddelerini ikame etmesi nedeniyle patates talebinin düşmesi, patatesin bir aşağı mal olduğunu gösterir. Görece daha ucuz olduğu için dar gelirli aileler tarafından tercih edilen, ancak uzun süre kuyrukta bekleme pahasına alınabildiği için, gelir düzeyi yükseldikçe normal ekmekle ikame edilen halk ekmeğinin bir düşük mal olduğu söylenebilir.
- düşük temsilUygulanan seçim sistemlerine bağlı olarak, genellikle küçük partilerin, aldıkları oy oranından daha az oranda parlamentoda sandalye kazanması. bkz. aşırı temsil.
- düşülkebkz. ütopya.
- düşünbilimbkz. felsefe.
- düşünce
- düşünce deneyi
- düşünce özgürlüğübkz. özgürlük.
- düşünmeİnsanı diğer canlılardan ayıran, gerçekliği kavrayıp kavramsallaştırabilmesini ve eşyanın hakikatini anlamasını sağlayan yeti. Düşünme yetisinin, insanı öteki yaratıklardan ayırdığı ve onu üstün kıldığı genel kabul görmekle birlikte, bu yetinin sadece beynin bir fonksiyonu olup olmadığı tartışmalıdır.
- düşünümsellikBütün insanların kendilerinin ve başkalarının eylemlerinin sonuçlarını düşünmeleri ve elde ettikleri yeni bilgilere göre tepki vermeleri.
- düşünyapıbkz. ideoloji.
- duyarsızlaştırma1. Bireylerin baskı, kültürel asimilasyon veya kitle iletişim araçları yoluyla, davranış, ilişki ve değerlerle olan bağlantılarının koparılması yahut zayıflatılması. 2. Kişinin şiddetli kaygı duyduğu durumlarda rahatlatılması için kullanılan ve duygusal tepkiyi ortaya çıkaran durumlarla kişiyi tekrar tekrar karşı karşıya getirerek, söz konusu tepkinin zayıflatılması temeline dayanan psikoterapi yöntemi.
- duygu
- duygu sosyolojisi
- duygudaşlıkBaşka bir kişiyle benzer duyguları paylaşma, aynı duygusal durumlarda benzer tepkiler verme.
- duygudurumSevinçli, üzüntülü, durgun ya da coşkulu bir tepki vermeye dönük kişisel uygunluk durumu.
- duygusal emek1. Bir hizmet üreticisinin karşısındakinin mutluluğunu artırmak amacıyla, yaptığı işi severek ve isteyerek yaptığını hissettirmeye dönük gayret ve çabaları. 2. Özellikle kadınların çalıştığı hizmet sektöründe giderek yaygınlaşan, hizmetin niteliği gereği duyguların da işin bir parçası haline geldiği pazarlamacılık, öğretmenlik, sunuculuk, garsonluk, hosteslik gibi mesleklerde görülen duyguları kazanca dönüştüren emek türü. bkz. emek.