- dış ticaret fazlasıbkz. dış ticaret dengesi.
- dış ticaret hadleriİhracat fiyat endeksinin ithalat fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen oran. Bir birim ihracata karşılık kaç birim ithalat yapılabileceğini ifade eden terim. Dış ticaret hadlerinin ülke lehine iyileşmesi için, ihracat birim fiyatlarının ithalat birim fiyatlarından daha hızlı yükselmesi, ya da tersinden, ihracat birim fiyatlarının ithalat birim fiyatlarından daha yavaş düşmesi gerekir.
- dış yardım1. Bir ülkenin çeşitli amaçlarla başka ülke ya da ülkelere yaptığı parasal ya da teknolojik yardım. 2. Sanayileşmiş kapitalist ülkelerden azgelişmiş ülkelere, gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla çeşitli konularda yapılan sermaye ve teknoloji aktarımı. Geri ödemesiz dış yardımlara hibe; para olarak yapılan yardımlara finansal yardım; gıda yahut teknik yardımlara ayni yardım; belirli bir proje finansmanına yönelik yardımlara proje yardımı; genel amaçlı bir programın yürütülmesi için verilen yardımlara program yardımı ya da genel amaçlı yardım; yardım eden ülkenin ürettiği malların alımı şartına veya benzer şartlara bağlanan yardımlara şarta bağlı yardım; herhangi bir şart öngörmeyen yardımlara serbest yardım; bir ülkenin doğrudan diğer bir ülkeye yaptığı yardıma iki taraflı yardım; Dünya Bankası gibi uluslararası bir kurum aracılığıyla, yahut birden fazla devletin katkısıyla yapılan yardıma da çok taraflı yardım denir.
- dışa dönük kişilik
- dışa dönük sanayileşme
- dışalımbkz. ithalat.
- dışavurumRuhsal durumların, sesli, yazılı veya görsel sembollerle ifade edilmesi.
- dışavurumculukEkspresyonizm. Gerçek sanat eserlerinin, sanatçıların sosyal sorumluluklarının veya okuyucu, izleyici ya da dinleyicilerin beklentilerine cevap vermek arzularının bir sonucu değil, sanatçının duygularını, algılarını ve her türlü sanatsal yaratma becerilerini dışa vurmasıyla oluştuğunu savunan yaklaşım.
- dışgöçbkz. göç.
- dışın yönlendirdiği kişilikbkz. kişilik.
- dışkıl dönemS. Freud’a göre çocuğun ağızcıl dönemden sonra ilgisinin dışkı organlarında yoğunlaştığı gelişme evresi. bkz. oral dönem, ağızcıl dönem, falik dönem.
- dışlamaBir sistemin içinde yer alan unsurlardan bir veya birkaçının sistemin unsuru olmaktan çıkarılması.
- dışlama etkisiToplam tasarruflar veri iken, artan kamu harcamalarının finansmanını sağlamak için devletin borçlanıcı olarak finans piyasasına girmesiyle faizlerin yükselmesi, bunun sonucunda da hem özel sektöre yatırım için kullanabileceği kaynak kalmaması ve hem de yükselen faizlerin yatırım maliyetlerini yükseltmesi nedeniyle, özel yatırım harcamalarının düşmesine yol açması sonucu milli gelirde meydana gelen azalma.
- dışlanamazlıkNiteliği gereği bir mal veya hizmetin toplumun bir kesiminin yararına sunulup başka bir kesiminin dışlanmasının mümkün olmaması durumu; bedelini ödemeyenin dışta tutulmasının imkansız olması. Örn. Milli savunma, asayiş, sokak aydınlatması. bkz. kamusal mal.
- dışsal değişkenBir olay, olgu ya da sürecin çözümlenmesinde kullanılan modelin işleyişinde, dışardan veri olarak alınan; söz konusu model dışındaki faktörlerce belirlendiği kabul edilen değişken. Bir modelde, modelin unsurlarından biri olarak kabul edilmeyen, model dışından veri olarak kabul edilen değişken. bkz. değişken, içsel değişken.
- dışsal ekonomilerSanayinin ya da bir grup üretim biriminin ölçeğinin büyümesi veya altyapı hizmetlerinin gelişmesinin firmalar üzerinde ortaya çıkardığı kazanç ve kayıplar. Bir firmanın kendi dışındaki ekonomik faaliyetlerden yararlanması yahut zarar görmesi. Sanayide veya altyapı hizmetlerinde gerçekleşen büyüme ve gelişmenin ortalama maliyetleri düşürmesi gibi sağladığı yararlara dışsal yararlar; bunlarda meydana gelen olumsuz gelişmelerin yol açtığı kayıplara da dışsal kayıplar denir. Bir bölgeye devletin altyapı hizmetleri götürmesi veya bir yere kurulan bir fabrikanın çevresindeki arazilerin değer kazanması dışsal yararlara, firmanın kullandığı ara malların kalitesinin düşmesi yahut altyapı hizmetlerinde meydana gelen bir aksamanın firmaların maliyetini yükseltmesi de dışsal kayıplara örnek verilebilir.
- dışsal kayıplarbkz. dışsal ekonomiler.
- dışsal yararlarbkz. dışsal ekonomiler.
- dışsallıkEksternalite. Bir olay, olgu ya da sürecin doğal akışı içinde kendi dışındaki düzeneklere yaptığı etki. Söz konusu etkinin istenmeyen ya da zararlı sonuçlar doğurmasına olumsuz dışsallık; tersine, istenen ya da yararlı sonuçlar doğurmasına da olumlu dışsallık; bir kişinin tüketim düzeyinin başka bir kişinin refah düzeyinde yarattığı etkiye tüketimde dışsallık; bir firmanın üretim faaliyetinin başka bir firmanın üretim faaliyetini etkilemesine de üretimde dışsallık denir. Örn. Birisinin bahçesini ilaçlamasından komşu bahçelerin de yararlanması olumlu dışsallık, bir fabrikanın denize bıraktığı kirli atıklardan balıkçıların zarar görmesi ise olumsuz dışsallıktır. Dışsallıkların varlığı piyasa başarısızlığının nedenlerinden biri olarak kabul edilir.
- dışsatımbkz. ihracat.