- davranışsal iktisat
- dayanıklı mallarbkz. mal.
- dayanıksız mallarbkz. mal.
- dayanışmaBir grup içinde yer alan bireylerin aralarında veya grupların birbirleriyle olan ilişkilerinde, karşılıklı yardımlaşma, işbirliği, ortak tavır ve toplu eyleme bağlı olarak gelişen bağlılık duygusu. bkz. organik dayanışma, mekanik dayanışma, asabiyet.
- dayatmacı küreselleşmeKüresel düzeyde faaliyet gösteren devlet, şirket, kurum veya örgütlerin nüfuz ettikleri her yerde yerel dinamikleri geliştirme ve onlarla işbirliği içinde uzlaşı arama yerine, sürekli kendi çıkar ve istekleri doğrultusunda faaliyette bulunmaları; daima iktidar, etki veya nüfuzlarını artırma arayışı içinde olmaları. bkz. küyerelleşme, yerelleşme, küreselleşme, melezleşme.
- dayıcılıkbkz. adam kayırmacılık.
- dedüksiyonbkz. tümdengelim.
- deflasyonFiyatlar genel düzeyi, milli gelir ve istihdam düzeyinin düşmesi, dış ticaret hacminin daralması, ücretlerin azalması, bunların sonucu olarak da ekonomik durgunluğun yaygınlaşmasını ifade eden kavram. Bu çerçevede, amacı toplam talep ve ithalatı kısarak enflasyonist eğilimleri bastırmak ve ihracatı artırarak dış ödemeler dengesini düzeltmek olan politikaya deflasyonist politika ya da daraltıcı ekonomik politika denir. Bu amaçlara ulaşabilmek için deflasyonist politikaların öngördüğü başlıca araçlar vergi ve faiz oranlarının artırılması, para arzının daraltılması ve kamu kesimi ile özel kesim harcamalarının kısılmasıdır.
- deflasyonist politikabkz. deflasyon.
- değer1. Kullanışlı ya da arzulanır olma, işe yararlık, aydınlatıcılık; bir nesneyi işe yarar, aranır, arzulanır, sevilir kılan şey. 2. Amaç veya araçlar hakkındaki inanç. 3. Kıymet, paha. Bir şeyin karşılığı, ne kadar ettiği. Mal ve hizmetlere atfedilen göreli önem. Bu çerçevede, bir nesne ya da malın başka bir nesne ile mübadele edilmesi noktasında taşıdığı değere değişim değeri, eldeki bir malın tüketilmesi ya da kullanılması, yahut başka bir malın üretiminde kullanılma aşamasında taşıdığı değere ise kullanım değeri denir. bkz. değerleme. 4. İnsanların hayatın anlamı ve günlük yaşamın biçimlendirilmesi konusunda alternatif yollar arasından bir tercih yapmalarını sağlayan yol gösterici nitelikteki soyut yahut somut ilke, inanç veya varlıklardan her biri. Bu çerçevede, toplumun geleceğinin inşasında hareket noktası kabul edilen geçmiş yaşantı, deneyim ve alışkanlıklara geleneksel değer; toplumun tarihsel süreçte yaşadığı serüveni olumlu etkileyen kişi, kurum veya davranış kalıplarına tarihsel değer; kendi içinde uyumlu bir toplumun kurulabilmesi ve kendisini yeniden üretebilmesi için o toplumda yaşayan bireylere kazandırılan davranış kalıpları ve eğitsel kodlara kültürel değer; doğrular ve yanlışlar konusunda insanı uyarıcı nitelikteki dini ilkelere dini değer; inanç ve ideolojiler arasında bir tercih yapılabilmesinde, gerçeğin açıklanmasında aydınlatıcı rol oynayan düşünsel mihenk taşlarına da felsefi değer denir.
- değer paradoksuİnsan için hayati önem taşıyan, hayatın idamesi için tüketilmesi zorunlu olan malların değerlerinin, gösteriş amacıyla tüketilip hayati hiçbir önemi olmayan, lüks tüketime konu olan malların değerlerinden daha düşük olması durumu. Örn. Suyun ucuz, elmasın pahalı olması. Bu olgu iktisat literatüründe elmas-su paradoksu olarak da anılır.
- değer teorileriMal ve hizmetlerin değişim değeri veya fiyatlarının niteliği ile değeri neyin belirlediği, değer ölçütünün ne olabileceği konularında geliştirilen kuramlar. Belli başlı değer teorileri şunlardır: 1. Emek-değer teorisi: Değerin kaynağı yahut belirleyicisinin emek olduğunu, bir nesnenin değerinin, üretiminde harcanan emek miktarına göre belirlenebileceğini, zira kullanım değeri bir yana bırakılırsa geriye malların bir tek emek ürünü olmaları özelliğinin kalacağını, dolayısıyla farklı malların karşılaştırılması ve mübadele sürecinin açıklanabilmesine imkân verecek değişmez değer ölçüsünün emek olduğunu ileri süren kuram. 2. Marjinal değer teorisi: Bir şeyin değerinin marjinal faydasına göre belirleneceğini, değerin ölçüsünün son birimden elde edilen fayda anlamına gelen marjinal fayda olduğunu savunan kuram. 3. Maliyet-değer teorisi: Bir nesnenin değerini ancak o nesnenin üretiminde kullanılan üretim faktörlerinin maliyetlerinin belirleyebileceğini savunan kuram.
- değer yargısı
- değerbilimbkz. aksiyoloji.
- değerden bağımsızlıkBir tutumun, bir ifadenin veya yargının iyi-kötü, güzel-çirkin, yararlı-yararsız gibi olumlu veya olumsuz içerik taşımaması; değer yüklü olmaması durumu. bkz. pozitif bilim, normatif bilim.
- değerleme1. Vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti. 2. Bir işletmenin sahip olduğu iktisadi varlıkların belirli bir tarihteki kıymetlerinin en doğru ve gerçeğe en yakın olarak tespit edilmesi; işletmeye ait varlıkların bilançoya yansıtılacak değerlerinin çeşitli kriterler yardımıyla belirlenip rakamlarla ifade edilmesi faaliyeti. bkz. değerleme ölçüleri.
- değerleme ölçüleriDeğerlemeye esas alınan ölçüler. Başlıca değerleme ölçüleri şunlardır: maliyet bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, kayıtlı değer, itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel ve emsal bedeli. İktisadi kıymetler, niteliklerine göre bu ölçülerden yararlanarak değerlendirilirler. Bir iktisadi kıymetin elde edilmesi veya değerinin artırılması amacıyla yapılan ödemeler ile bunlarla ilgili tüm giderlerin toplamına maliyet bedeli; gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin, değerlemeden önceki son işlem gününde borsadaki ortalama değerine borsa rayici; bir iktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arz ettiği gerçek değere tasarruf değeri; bir iktisadi kıymetin, işletmenin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değerine mukayyet ya da kayıtlı değer; her türden senetler ile sermaye payı ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değere itibari değer veya nominal değer; bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değerine rayiç bedel; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen, yahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde benzerlerine kıyasla sahip olacağı değere de emsal bedel denir.
- değerler sistemi
- değersiz alacak
- değillemebkz. olumsuzlama.