- tartışma
- tasaddukbkz. bağış.
- tasarruf
- tasarruf çelişmesibkz. tasarruf paradoksu.
- tasarruf değeribkz. değerleme ölçüleri.
- tasarruf paradoksuTasarruf çelişmesi. Gelir düzeyindeki değişmelerin yatırımları etkilediği bir ekonomide, bireylerin belirli bir gelir düzeyinde topluca daha fazla tasarrufta bulunmak istemelerinin, son tahlilde denge gelir düzeyi ve toplam tasarrufları azaltıcı bir sonuç doğurması. Buna göre, tasarrufların artması tüketim harcamalarını azaltır, bu durum yatırımcıların gelir düzeyini düşürür, düşük gelir düzeyi daha az yatırıma, bu da daha az gelire, dolayısıyla da daha az tasarruf potansiyeline yol açacaktır. Tasarruf paradoksu bireysel düzeyde doğru olan bir şeyin toplumsal düzeyde doğru olmayabileceğinin bir örneğidir. bkz. terkip yanılgısı.
- tasavvufbkz. mistisizm.
- tasfiye
- tasımbkz. kıyas.
- taşıma kapasitesi1. Bir coğrafi bölgede yaşayan canlıların beslenme yetersizliğine yol açmayan nüfus miktarı. 2. Yolcu ve yük taşımacılığında kullanılan bir motorlu taşıtın taşıyabileceği maksimum yük miktarı.
- taşınmazbkz. gayrimenkul.
- tasnifbkz. sınıflandırma.
- tasvir
- tavan fiyatTüketiciyi korumak vb. amaçlarla kamu otoritesinin, (müdahale olmaması halinde piyasada oluşacak) denge fiyatının altında belirlediği fiyat.
- tavırlar teorisiEtvar nazariyesi. İbn Haldun’un ileri sürdüğü ve devletlerin oluşum ve gelişimleriyle ilgili beş aşama öngören kuram. Buna göre, ilk dönem, bütün siyasal muhalefet odaklarının bastırıldığı, iktidarın tek noktada toplandığı zafer dönemidir. Bu dönemde devleti ortaya çıkaran temel unsurlardan biri olan asabiyet henüz tam kırılmamış, devlet baskısı tam sağlanmamıştır. Bu dönemi, yöneticilerin yönetilenler üzerinde tam egemenlik kurdukları, bürokrasinin kuvvetlendiği, asabiyetin kırıldığı ve iktidar paylaşımına hiçbir şekilde izin verilmeyen istibdat dönemi izler. Üçüncü dönem olan ferağ döneminde, yöneticiler iktidar olmanın nimetlerini kullanır, gösterişe yönelik saray, köşk, heykel vs. yapılmaya başlanır, süslü elbiselerle büyük törenler yapılır. Dördüncü ve devletin durgunlaştığı müsalemet döneminde koyu bir gelenekçilik hüküm sürer. Bu çerçevede geçmiş dönemlere övgüler düzülür. Bu dönemde rahatlık ve sükûnet egemendir. Son dönem olan israf ve tebzir döneminde ise temel özellik saçıp dağıtmaktır. Devletin önemli kademeleri ehliyetine bakılmaksızın yöneticilerin yakınlarına dağıtılır, keyfi uygulamalar zirvededir. Bundan sonra devlet zevale doğru gitmektedir.
- tayini kendinden menkulKendinden menşeli, kendi kendini tayin etmiş, öz-atamalı, kendi kendine verilmiş olan. Bir konuda aslında yasal olarak görevlendirilmiş olmadığı halde, örtük olarak birtakım menfaatlerini korumak kastıyla kendini bazı işlerle görevli sayan; üstüne vazife olmayan işlerle uğraşan.
- Taylorizm1. Emeğin bilimsel organizasyonu. İş veriminin artırılması ve kâr maksimizasyonunun sağlanması için çalışma ve dinlenme saatlerinin, iş düzeni ve iş ilişkilerinin bilimsel ölçülere göre ayarlanabileceğini savunan görüş. 2. İkinci Dünya Savaşından sonra, 20. yüzyılın sonlarına kadar etkili olmuş, yöneten-yönetilen arasında katı hiyerarşi, verimlilik ve dakikliği öne çıkaran üretim organizasyon biçimi. bkz. Fordizm, esnek üretim, bilimsel işletme.
- tazminat
- tecrübebkz. deneyim.
- te’vil