- statüYaşam tarzının farklılığı ve toplumsal saygınlığı bakımından bir bireyin diğer grup üyelerine göre sahip olduğu konum. Bu konum doğuştan elde edilebileceği gibi, bireyin emek ve çabası ile de elde edilmiş olabilir. bkz. verili statü, kazanılmış statü.
- statü kümesiBir bireyin aynı anda sahip olduğu farklı statülerin bir araya getirilmesi.
- statü-rol yanılsaması
- statüko
- Stockholm sendromu1. Rehin alınan kişinin kendisini rehin alana karşı hayranlık beslemesi; rehin tutulduğu sırada rehin durumdaki kişinin rehincisine psikolojik veya duygusal yakınlık duyması hali. 2. İnsanların özgürlüklerini kısıtlama veya başka yollarla kendilerine zarar verenlere karşı olumlu duygular beslemeye başlamaları, onların tutum ve davranışlarını savunur ve taklit eder duruma düşmeleri.
- stok değişkenZamanın belirli bir anında, belirli bir tarihte fotoğrafı çekilebilen, miktarı tam olarak tespit edilebilen değişken. Taşıdığı değer belirli bir zaman noktasında ölçülebilir bir nitelikte olan değişken. Örn. Para, servet, borçlar, sermaye gibi değişkenler zamanın belirli noktalarında değeri bilinen, tespit edilebilen birer stok makro değişkendirler. bkz. akım değişken.
- strateji1. Belirli bir amaca ulaşabilmek için izlenmesi gereken yol; yöntemi tamamlayan parçalardan her biri. 2. Başarıya ulaşabilmek için öngörülen politikaların etkinliğini artırmaya yönelik olarak iktisadi, kültürel, sosyal, siyasal ve diğer etkenlerin bir arada, uyum içinde yönlendirilmesi. 3. Bir savaş ortamında askeri birlikleri başarıyla hareket ettirebilmek için en uygun ortam ve mevzilere zamanında yerleştirme.
- stres
- subjebkz. özne.
- subjektifbkz. öznel.
- subjektif değer kanunu
- subjektif değer teorisiÖznel değer kuramı. Değerin objektif değil subjektif, kişinin gözünde ve ihtiyacın şiddeti tarafından belirlenen bir olgu olduğu görüşü. Menger, Gossen ve Walras gibi marjinalist devrimin öncüsü iktisatçılarca geliştirilen, mal ve hizmetlerin ölçülebilir objektif bir değeri olmadığını, değerin özünde subjektif bir nitelik taşıdığını, mal ve hizmetlerin değerinin tüketicilerin bunlardan yararlanmaları sırasında buldukları tatmin düzeyine bağlı olduğunu ileri süren kuram.
- subjektif fayda kuramıbkz. Gossen kanunları.
- subjektif realitebkz. gerçeklik.
- subjektivizmbkz. öznelcilik.
- süblimasyonbkz. yüceltme.
- sübvansiyonDevletin, geniş kitleler tarafından tüketilen temel ihtiyaç maddelerinin veya stratejik değeri olan bazı ürünlerin üretimini teşvik etmek, üretici veya tüketicisini korumak amacıyla doğrudan veya dolaylı yollarla yaptığı karşılıksız mali yardım. Örn. Tarımsal ürünlere yapılan destekleme alımları, ihraç ürünlerine dış pazarlarda rekabet gücü kazandırmak için yapılan vergi iadesi türü destekleme ödemeleri.
- suç
- suç indeksiABD’de cinayet, kasten adam öldürme, şiddetli saldırı, soygun ve tecavüz gibi suçların miktarlarındaki değişimi gösteren indeks.
- suçbilimKriminoloji. Suç kavramını ve suç kabul edilen davranış ve eylemlerin nedenlerini, bunları azaltma yöntemlerini incelemeyi konu edinen disiplin.