- seçici raporlamaAraştırmacının sorguladığı tüm değişkenlere değil sadece aralarında anlamlı ilişki olduğunu düşündüğü değişkenlere ait sonuçları yayınlaması.
- seçilimVarlığın sürdürülmesinde en uygun olan tercihlerin yapılma süreci. bkz. doğal seçilim, yapay seçilim, akraba seçilimi, cinsel seçilim, dinsel seçilim.
- seçimBir ülkede, dernekte, kurumda veya örgütte karar organlarına getirilecek belirli sayıda kişinin, onları kendi özgür iradelerine göre seçme hakkı olan daha kalabalık bireyler tarafından belirlenmesi işlemi. Parlamento veya senatolara temsilcilerin seçilmesi için belirli aralıklarla yapılan seçimlere genel seçim, yerel nitelikli belediye meclisi, muhtarlık, il genel meclisi üyelerinin belirlendiği seçimlere de yerel seçim denir.
- seçim çevresiMilletvekili seçimlerinde adayların kazanıp kaybetmesini belirleyen seçmenleri kapsayan coğrafi bölge.
- seçim ekonomisiDur ve devam et politikası. Seçimle işbaşına gelen hükümetlerin seçim öncesi dönemlerde, seçmen çoğunluğunun desteğini sağlamaya yönelik olarak ekonomik faaliyetleri canlandırıcı, alım gücünü artırıcı politikalar uygularken; seçim sonrası dönemlerde bunun tersine daraltıcı, kemer sıkmaya yönelik ekonomi politikaları uygulamaları. Seçim öncesi zam yapmayıp vergi borçlarını affetme veya erteleme, çeşitli kesimlere yönelik cömert ayni ve nakdi yardımlar yaparken, seçim sonrası ertelenen zamların yapılması ve vergilerin artırılması.
- seçim piyasasıSiyasi partilerin oy maksimizasyonu beklentisi ile siyasi, ekonomik, kültürel veya toplumsal sorunlara çözüm önerilerini sundukları ve bu önerilerin karar haline dönüşmesinden en yüksek faydayı elde etme amacında olan seçmenlerden destek bekledikleri ortam.
- seçim yoluyla katılımbkz. siyasal katılım.
- seçimbilim
- seçkinbkz. elit.
- seçkincilikbkz. elitizm.
- seçkinleştirme
- seçmecilikbkz. eklektisizm.
- sefaletbkz. yoksulluk.
- şeffaflık yanılsaması
- şehirbkz. kent.
- şehir efsanesiUyarı ve mesaj amaçlı olarak anlatılan popüler hikaye.
- şehirleşmebkz. kentleşme.
- sekülerleşme teziModernleşme ve gelişmenin, dini inanç, sembol ve kurumların kamu ve özel hayattan dışlanmasına yol açacağını öngören iddia.
- selefiye1. Ayet ve hadislerin anlaşılmasında sahabeye atfedilen, her ayetin veya hadisin mutlaka akli bir yorumunun yapılmasının gerekmediği, hatta bazen yorumdan kaçınılması gerektiği şeklindeki tavır ve İslam tarihi boyunca bu tavrı benimseyenlere verilen ortak ad. 2. İslami dogmatizm. İslam düşüncesinde tasavvuf ve kelam ile birlikte üç ana düşünce ekolünden birisi olan ve İslam’ın anlaşılması ve yaşanması sorununda nakli akla tercih eden, önceliği nakle vererek, nassların zahiri anlamının esas olduğunu savunan okul. 3. Genel anlamda, önceki kuşakların sonraki kuşaklardan daha iyi bildiği, öncekilerden kalan yazılı metinlerin akli çıkarsamalara önceliği, bir geleneğe sonradan yapılan eklemelerin kötülüğü ve yozlaştırıcılığı kabulüne dayalı düşünüş biçimi.
- semantik