- nispi temsil yanılgısıSeçimlerde oy oranına göre sandalyelerin dağıtılmasının, iktidar kullanımına da yansıyacağını varsayma yanılgısı. Buna göre bir temsil organında yüzde 20 ile temsil edilen grup, kararlarda yüzde yirmi etkiye sahip olamaz. Kararların hangi kurala göre alınacağına göre bazen daha fazla, bazen de daha az etkili olur. Örneğin mutlak çoğunluk (oy çokluğu) kuralına göre karar alınan bir süreçte, yüzde 51 orana sahip olan grup kararlara yüzde yüz hakim olur. Geri kalan yüzde 49'un nispi temsil sistemine göre seçilmiş olmasının fazla bir anlamı, ya da kararlar üzerinde belirleyici bir etkisi olmaz.
- nitel dönüşüm prensibibkz. diyalektik mantık.
- nitelik1. Sayısal-matematiksel ifadelere dökülemeyen, ölçülebilirliğe konu olmayan özellikler. Örn. Bilgi-beceri sahibi olmak, bilgisayar kullanabilmek, yabancı dil bilmek. bkz. nicelik. 2. Kalite. Bir nesne, olgu ve ilişkiyi özgün kılan sıfatlar, ayırt edici özellikler. 3. Bir şeyin nasıl olduğunun belirtildiği durum.
- nitelikli işgücübkz. vasıflı emek.
- nitelikselNitelikle ilgili, kaliteye ilişkin; niceliksel olmayan.
- niteliksel araştırmaNiteliksel yöntemler kullanarak, olay ve süreçlerin arkasındaki nedenleri, görüşleri ve gerekçeleri anlamaya odaklanan araştırma. bkz. niteliksel yöntem, niceliksel araştırma, niceliksel yöntem.
- niteliksel verilerBetimsel veya gözlemsel özellikte olduğu için rakamsal olarak ifade edilemeyen veriler. bkz. niceliksel veriler.
- niteliksel yöntemKatılımcı gözlem, derinlemesine mülakat, odak grup ve tartışma gibi sayısal analize çok fazla konu olmayan bilgi toplama yöntemi. bkz. niceliksel yöntem, niceliksel araştırma, niteliksel araştırma.
- niteliksel zamanGerçekliğin değişme ve hareketinin yanı sıra, irade gibi nitel faktörler ve realite bütününün anlamsal ve amaçsal parametrelerini de içeren kozmik süreç. Düz çizgisel saat-zamanın ötesinde, harekete bağlı olmayan dinamiklerle birlikte düşünülen zaman. bkz. niceliksel zaman.
- niteliksiz işgücübkz. vasıfsız emek.
- Nixon doktrini
- niyet1. Açık veya örtük biçimde belirli bir amaca ulaşma veya hedefi gerçekleştirme isteği. 2. İnsanın herhangi bir eyleme girişmeden önce yapmak istediği şeyi içinden geçirmesi.
- nomen1. Özneyle herhangi bir ilgi ve bağlantısı olmadan var olan, nesnel dünya. 2. İnsanın duyularına konu olmayan varlık dünyası.
- nominalParasal, adcıl, üzerinde yazılı olan. Bir şeyin üzerinde yazılı kıymeti, itibari değeri; görüngüsel kısmı; karşılaştırmaya dayanmayan, nicel hale getirilmemiş hali. Bir şeyin beklenen ya da etiketi üzerinde yazan fiyatına nominal fiyat; buna karşılık piyasada alınıp satılan fiyata, ya da satın alabileceği mal ve hizmet miktarı cinsinden fiyatına gerçek fiyat; işçiye ödenen paranın mutlak miktarına nominal ücret; gelirin parasal olarak ifadesine nominal gelir; gelirin (ücretin) enflasyon etkisinden arındırılmış şekline ise reel gelir (reel ücret) denir.
- nominal büyüme oranıbkz. ekonomik büyüme.
- nominal değer
- nominal döviz kurubkz. döviz kuru.
- nominal fiyat
- nominal ölçekbkz. ölçek.
- nominalizm