- meta-anlatı1. Bir toplumu veya tarihi özselci, indirgeyici ve genelleyici kuramsal ilkeler çerçevesinde açıklamaya çalışan, global söylem, büyük tarih felsefeleri ve toplum kuramları. 2. Tüm toplumların evrim ve değişimini açıklayabilmek için yeterli ve geçerli açıklamalar sunan büyük teori olmakla yetinmeyen, buna ek olarak insan deneyiminin hakikati konusunda nihai ve destansı öyküler anlatan teoriler. Örn. Sosyalizm, ezen ve ezilen ilişkisinin tüm insanlığın hikayesini özetlediğini ileri sürmekle meta-anlatı nitelik taşımaktadır. bkz. anlatı, postmodernizm, yapıbozumculuk.
- meta-bilimBilimin ne olduğunu açıklamaya çalışan bilim ötesi bilgi dalı. bkz. bilim sosyolojisi, bilim antropolojisi, bilim felsefesi.
- metafizik1. Fizikötesi. Duyu ve algı alanının dışında kalan. 2. Felsefenin beş duyu organının algı alanının dışında kalan gerçeklikle ilgilenen dalı.
- metafizik gerçeklikFiziksel-maddesel olmayan, elle tutulup gözle görülemeyen, gözlemlenemeyen ya da tecrübe edilemeyen şeyler ile; his, heyecan, akıl gibi beşeri melekeler veya duyumların yanı sıra duyum ve algılamaya konu olmayan, beşerin kavrayış düzleminin dışında kalan, fizikötesi alemi kapsayan gerçeklik kategorisi. bkz. gerçeklik, fiziksel gerçeklik, olgusal gerçeklik.
- metafizik safhabkz. üç hal yasası.
- metaforbkz. mecaz.
- metalaştırmaNesneleştirme. Genel anlamda bütün ilişkilerin, özel olarak da insan emeğinin, pazar ilişkileri çerçevesinde alınıp satılabilen birer mal haline getirilmesi.
- meteorolojiDünyayı çevreleyen hava tabakası olan atmosferde cereyan eden olaylar, hava koşullarında meydana gelen değişmeler, mevsimlerin gelişimi, iklim türleri ve hava durumu tahminlerini araştırıp incelemeyi konu edinen bilim dalı.
- metodbkz. yöntem.
- metodoloji1. Yöntembilim. Belirli disiplinler özelinde, gerçekliğin anlaşılması ve açıklanmasına yönelik bilgilerin üretilmesinde kullanılan yol, yöntem ve yordamları inceleyen bilim dalı. 2. Amaca ulaşılabilmesi için ne tür araç ve yöntemler kullanılması gerektiği konusunda geliştirilen bilgilerin sistemli ve düzenli olarak ifade edildiği kavramsal sistem.
- metodolojik bireycilik1. Bütünün sağlıklı bilgisinin ancak onu oluşturan unsurların bilgilerinin bir araya getirilmesiyle elde edilebileceğini savunan yaklaşım. 2. Toplumsal ilişkileri ifade edecek olan yasa yahut düzenliliklerin bireylerin davranışlarına indirgenebileceğini, bu nedenle sosyal bilimlerin en temel yönteminin birey davranışlarını tespit edip onlardan toplumsal davranışlara ilişkin genellemelere gitmek olduğunu savunan yaklaşım. bkz. metodolojik bütüncülük.
- metodolojik bütüncülükYöntembilimsel bütüncülük. 1. Bir bütünle ilgili bilginin onun parçalarıyla ilgili bilgilerin bir araya getirilmesiyle elde edilemeyeceğini, bütünlüğe anlam veren şeyin tek tek unsurların bilgilerinden daha farklı bir yöntemle elde edilebileceğini savunan yaklaşım. 2. Toplumsal olguların sadece onları meydana getiren bireylerin davranışlarının çözümlenmesiyle anlaşılamayacağını, söz konusu olguların ancak toplumun bütününü karakterize eden değerler, yapılar ve kurumlarla ilişkilendirilerek anlaşılabileceğini savunan yaklaşım. bkz. bütüncülük, tekçilik, metodolojik bireycilik.
- metodolojik çoğulculukYöntembilimsel çoğulculuk. Bilgi üretiminde bir veya birkaç yöntemi esas alıp onun dışında kalan bilme yöntemlerini dışlayan her yöntem anlayışının sonuçta insan bilgisini kısırlaştıracağı, bu yüzden birbiriyle uyuşmayan farklı bilgi yöntemlerinin kullanılmasının hem bireylerin özgürleşme imkanlarını artırmaya, hem de bilgisel gelişme potansiyelini sonuna kadar kullanmaya imkan sağlayacağı için teşvik edilmesi gerektiğini savunan yöntem anlayışı. bkz. tekçilik, metodolojik tekçilik.
- metodolojik ikicilikYöntembilimsel ikicilik. Metodolojik düalizm. Doğal bilimlerle sosyal bilimlerin konu edindikleri olgu ve ilişkilerin niteliğinin birbirinden farklı olduğu, bu farklılığın aynı bilimsel yöntemi kullanmayı imkansız kıldığı, dolayısıyla doğal bilimlerin yöntemleriyle sosyal olguların anlaşılamayacağını, sosyal bilimlerin doğal bilimlerden daha farklı yöntemler kullanmak zorunda olduklarını savunan yöntem anlayışı. bkz. metodolojik tekçilik.
- metodolojik nominalizmEntellektüel ve bilimsel çabaların amacının varlıkların özlerini ortaya çıkarmak değil, davranışlarını betimlemek olması gerektiğini ileri süren yaklaşım. Buna göre bilgi üretim sürecinde “nedir” sorusundan ziyade “nasıl” sorusunun peşine takılmak daha uygun bir metodolojik tercihtir.
- metodolojik tekçilikYöntembilimsel tekçilik. Metodolojik monizm. Sosyal bilimlerle doğal bilimler arasında kullanabilecekleri bilimsel yöntem açısından herhangi bir fark bulunmadığını, bilimsel bilginin elde edilmesinin tek bir yönteminin olduğunu savunan yöntem anlayışı. bkz. metodolojik ikicilik.
- metodolojik yanlışlamacılıkSon tahlilde neyin yanlış veya doğru olduğunun uylaşımsal olarak belirlendiğini, bu nedenle yanlışlamanın doğru bilgi ile yanlış bilgiyi bir birinden ayıran değil, sadece bilimin gelişmesi için bilim adamlarının nasıl tercihte bulunmaları gerektiğini gösteren bir ölçüt olduğunu savunan yaklaşım. Buna göre, teorilerin yanlışlanması salt gözlem yahut deneyle yapılamaz, bir teorinin yanlışlandığına bilim adamlarının sorgulanamaz kabul ettikleri arkaplan bilgisine bağlı olarak aralarında oluşan uylaşım sonucunda karar verilir. Fakat "gözlem ve deneylerin yanlışladığı teorilerin doğru olmaları ihtimaline rağmen terk edilmeleri" riski, bilimsel gelişmenin alternatif maliyetidir. bkz. yanlışlamacılık, doğrulamacılık, yeni doğrulamacılık, yanılabilircilik, uylaşımcılık.
- metropolBüyük kent merkezleri ve her açıdan bu merkezlerle yakın bağlantılı yerleşim yerleri.
- mevduatBankalara yatırılan paraların genel adı. İstenildiği zaman geri çekilebilmek üzere yatırılan mevduata vadesiz mevduat; belirli bir süre geri çekilmemek üzere yatırılan paraya vadeli mevduat; bankaların topladıkları mevduat karşılığında merkez bankasında tutmak zorunda oldukları paraya mevduat munzam karşılığı; mevduat sahiplerinin her an söz konusu olabilecek para çekme taleplerine cevap vermek üzere bankaların kendi kasalarında tutmak zorunda oldukları paraya da disponibilite; bankaya yatırılan paranın yüzde kaçının kasada tutulmak zorunda olduğunu belirten, merkez bankası tarafından belirlenen orana da zorunlu karşılık oranı denir.
- mevsimlik işsizlikYaz-kış turizmi, inşaatçılık ve tarım gibi mal veya hizmet üretiminin mevsimsel olarak değiştiği, dolayısıyla işgücü istihdamının da mevsime göre azalıp arttığı ekonomik faaliyet alanlarında, mevsim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan işsizlik. Örn. Yazın kayak öğretmenlerinin, kışın da inşaat işçilerinin işsiz kalması. bkz. işsizlik.