- kent sosyolojisiKırdan kente göçün nedenlerini, kentleşme süreci sonunda kentlere yığılan insanların sorunlarını, bu insanlarda meydana gelen sosyal ve siyasal değişimleri, gecekondularda yaşayan insanlar arasında varlığını sürdüren geleneksel ilişki ve değerleri, bir bütün olarak kentleşme sürecini inceleyen disiplin. bkz. kır sosyolojisi.
- kentleşmeŞehirleşme. Sanayileşmenin işgücünü çekmesi, tarımsal üretimin de fazla nüfusu itmesi sonucu, nüfusun kırsal alandan şehir merkezlerine doğru akması. Nüfusun kitlesel boyutlarda kentlere akın etmesiyle ortaya çıkan sosyolojik olgu.
- kentlilik
- keşideBir kambiyo senedi olan çek veya poliçenin düzenlenerek imza edilmesi işlemi. Bir ödeme emri niteliğinde olan bu çek veya poliçeyi düzenleyerek muhataba ibraz edilmek üzere lehdara veya hamile veren kimseye de keşideci denir.
- keşidecibkz. çek.
- kesin önerme
- kesinlik1. Kesin olma durumu, belirlilik, şüpheden uzak olma. 2. Bir önermenin, iddianın veya görüşün doğruluğuna dair sarsılmaz inanç.
- kesinsizlikbkz. belirsizlik.
- kestirimÖn hesaplama. Projeksiyon. Eldeki veri ve öncüllerden yola çıkılarak, belirli çözümlemeler sonunda mevcut değişkenlerin zaman içinde alabilecekleri değerlerin tahmin edilmesi. bkz. öndeyi, öngörü, önsezi.
- Keynes planıBretton Woods Konferansları sırasında J.M. Keynes tarafından sunulan, uluslararası ödemeleri denkleştirecek bir Uluslararası Kliring Birliği kurulmasını ve dış borçların üyeler arasında çok taraflı bir düzlemde tasfiye edilmesini öngören, ancak komisyonda benimsenmemiş olan plan.
- Keynesçilikİngiliz ekonomistlerinden J.M. Keynes (1883-1946) ve izleyicileri tarafından sistematize edilen, tam istihdam ve optimum refah düzeyinin piyasaya bilinçli şekilde müdahale edilen bir kapitalist rejimle sağlanabileceğini ileri süren iktisadi öğreti. Özellikle 1929 dünya bunalımıyla yaygın bir işsizliğin ve talep yetersizliğinin ortaya çıkması üzerine bunalıma çözüm bulma çabalarının yoğunlaştığı dönemde formüle edilmiş olan Keynesçi doktrinde; Klasik iktisatçıların aksine tasarruf ve yatırımların faize duyarlılığının yüksek değil düşük olduğu ve faiz oranının tek başına yatırım-tasarruf eşitliğini sağlayamayacağı ileri sürülmektedir. Bunun yanı sıra fiyat ve ücretlerin esnek olmasının tam istihdam düzeyini otomatik olarak sağlayacağı yolundaki Klasik görüş eleştirilerek tam istihdamın sağlanabilmesi için efektif talebin, kamu harcamaları yoluyla sürekli olarak yeterli genişlikte tutulması gerektiği vurgulanmakta; gelir dağılımındaki çarpıklığın da vergiler yoluyla düzeltilebileceği öne sürülmektedir.
- Keynesyen iktisatCambridge Üniversitesi'nin ünlü profesörü Keynes'in 1936'da yayımlanan İstihdam, Faiz ve Para Genel Teorisi adlı eserinde ileri sürdüğü, sonraları başkalarının da katkılarıyla güçlenen, piyasanın kendi haline terk edildiğinde olumsuz sonuçlar doğuracağını, bu yüzden piyasaya güvenilemeyeceğini, ekonominin eksik istihdamda da dengeye gelebileceğini (işsizliğin kalıcı olabileceğini), ekonomideki temel sorunun talep yetersizliği olduğunu, bu sorunu aşmak için de devletin özellikle (kamu harcamaları ve vergiler gibi) maliye politikası araçlarıyla piyasaya müdahale ederek ''ince ayar'' yapması gerektiği savunan, devletçi-müdahaleci iktisat okulu. bkz. ince ayar politikaları.
- Keynesyen işsizlik teorisiEkonominin kendiliğinden dengeye gelmeyeceğini, kendi haline bırakılan piyasanın durgunluk ve yaygın işsizlik yaratacağını, bunun önlenmesi için, alım gücü yaratmak üzere piyasaya etkin devlet müdahalesinin gerekli olduğunu, işsizliğin bu yolla azaltılabileceğini savunan teori. bkz. Klasik işsizlik teorisi.
- Keynesyen modelKlasik modelin kendiliğinden denge, esnek fiyatlar, tam istihdam gibi varsayımlarına karşı çıkarak piyasanın kendi haline bırakılmaması gerektiğini öne süren devletçi ve müdahaleci iktisadi model. Keynesyen modelin başlıca varsayımları şunlardır: 1. Kendiliğinden denge yoktur, dengesizlik vardır, 2. Tam istihdam yoktur, eksik istihdam vardır (işsizlik kalıcı bir sorundur), 3. Esnek fiyatlar yoktur, katı fiyatlar vardır, 4. Para yansız değildir (parasal genişleme ekonomiyi canlandırır), 5. Piyasa kendi haline bırakılmamalı, devlet tarafından piyasaya sürekli müdahale edilmelidir (bkz. ince ayar politikaları). Bu çerçevede Klasik modelin mottosu olan "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler"e nazireyle, denebilir ki, Keynesyen modelin mottosu şudur: "Bırakmayın yapmasınlar, yakalayın kaçmasınlar!"
- KHKbkz. Kanun hükmünde kararname.
- kimlikKişinin biyolojik, sosyal, siyasal, kültürel veya dini varlığını tanımladığı, kişiye farklılık, benzerlik veya belirlilik kazandıran nitelik.
- kimlik belirliliğiSosyal ortamlarda bir grup içerisinde yer alan bireylerin isim ve özellikleriyle kişisel olarak tanınması durumu. Tersinden, gruba dahil bireylerin isimleri ve kişilik özelliklerinin bilinmemesi durumuna da kimlik belirsizliği denir.
- kimlik belirsizliğibkz. kimliksizleşme.
- kimlik krizi
- kimlik ürünleri