- katılımcı bürokrasiGençlik, kadın ve askeri örgütlerin; ideolojik işlevi ön planda olmayan, var olan siyasal sisteme meşruluk kazandırma yahut onu destekleme gibi bir siyasal boyut taşımayan, söz konusu örgütlere ait günlük rutin idari sürecin işleyişini sağlayan bürokrasileri. bkz. bürokrasi, kırtasiyecilik.
- katılımcı demokrasiVatandaşların siyasi görüşlerin olgunlaşmasına, tartışılmasına ve kararların alınmasına doğrudan katılımını öngören yönetim tarzı. bkz. demokrasi, doğrudan demokrasi, temsili demokrasi.
- katılımcı gözlem
- katınokrasi
- katma bütçe
- katma değerÜretim aşamasında bir mala katılan değer; yapılan ücret, rant, faiz vb. faktör ödemelerinin toplamı. Katma değer, malın satış fiyatından bir önceki aşamada yapılmış bulunan ara tüketim harcamasının çıkarılmasıyla elde edilir. Vergi konusu malın üretiminden tüketimine kadar geçen her aşamasında kazandığı katma değer üzerinden alınan vergiye de katma değer vergisi denir. Bir ekonomide bütün üretici birimlerin ülke içinde bir yıl içinde ürettiği katma değerlerin toplamı o yılın GSYH’sını oluşturur.
- katma değer vergisibkz. katma değer.
- kavmiyetçilikbkz. kabilecilik.
- kavram1. Konu olduğu olay, olgu, süreç veya nesnelerin ortak özelliklerini yansıtan, yahut bunlar arasındaki ilişkilerle ilgili genel bir fikir veren ve görüngülerin sınıflandırılmasını sağlayan, genellikle bir kelime, ya da kelime grubundan oluşan soyut ifade. 2. Belirli, özel anlamlar yüklenmiş sözcük. Düşüncenin yapı taşı işlevini gören ve gerçekliğin betimlenip yorumlanmasında temel malzeme olarak kullanılan soyut dilsel ifade.
- kavramsal
- kavramsal anlam
- kavramsal çerçeveBir anlatım veya açıklamanın temel kavramlarından oluşan çatısı.
- kavramsallaştırma
- kaybetme korkusuİnsan davranışlarında, ödülü/cezası aynı miktarda olsa bile, kazanma isteğinden çok kaybetme korkusunun daha ağır basması; kaybetmeme dürtüsünün, kazanma dürtüsünün önüne geçmesi. Bu konudaki yaygın deney şöyledir: Bir grup pazarlamacıya satış primleri önceden verilerek, belirli oranda satış yapamadıkları zaman para iadesi istenmiş, diğerlerine ise sattıkça prim verilmiştir. Farklı zamanlarda birçok kez tekrarlanan deney sonucunda önceden primi peşin alan satıcıların eldeki primi kaybetmemek için, sattıkça prim almaya göre daha çok satış yaptıkları görülmüştür.
- kaygıBilince yansımayan çatışmalar veya yasaklanan güdüler sonucu meydana geldiği sanılan, belirsiz, nesnesi olmayan ve tanımlanamayan korku.
- kayıp kızlar
- kayırıcılıkGenel olarak sosyal bir grubun üyesi olan kişinin, grubun dışında kalan diğerine iş, sözleşme ve kaynak sağlanması bakımından tercih edilmesi. bkz. adam kayırmacılık, eş-dost-hemşeri kayırmacılığı, yandaşlık, yanaşmacılık.
- kayıt dışı ekonomiYeraltı ekonomisi, paralel ekonomi, informel ekonomi. Piyasada üretilmesi veya satılması yasak olmayan malların belli bir çıkar karşılığında ve piyasa için üretilmesine rağmen, fiş, fatura veya beyanname dışı piyasada mübadele edilmesi nedeniyle ekonomide geçerli ölçüm teknikleriyle ölçülemediği için GSMH ya da GSYH hesapları ve istatistiklere dahil olmayan, dolayısıyla da vergi dışı kalan ekonomik etkinliklerin tümü. bkz. kayıtlı ekonomi, yasadışı ekonomi, ev içi ekonomi.
- kayıtlı değerbkz. değerleme ölçüleri.
- kayıtlı ekonomiFormel ekonomi. Ekonominin devlet kayıtlarına giren bölümü. bkz. kayıt dışı ekonomi, yasadışı ekonomi, piyasa dışı sektör, piyasa sektörü.