• iş ahlâkı
    İş etiği. Genel hukuk ve ahlâkın içinde kalarak herhangi bir işin daha uygun biçimde yapılabilmesini sağlamaya dönük ve çoğu zaman da işin niteliğine göre farklılaşabilen ilke ve kurallar. Örn. medya ahlâkı, spor ahlâkı, akademik etik, siyasal etik.
  • iş çevrimleri
    İstihdamın ve fiyatların arttığı ekonomik canlanma dönemlerini ani büyük çöküşlerin, iflaslar ve işten çıkarmaların izlemesi, parlama dönemlerini sönme ve durgunluk dönemlerin takip etmesi. İş çevrimleri iktisat literatüründe konjonktür dalgaları olarak da anılmaktadır. bkz. reel iş çevrimleri teorisi.
  • iş değerlendirme
    Bir kolunda çalışanların derece, terfi ve ücretlendirmelerin işi yapanlardan ziyade işin özelliklerinin gerektirdiği deneyim ve yeteneğe göre belirlendiği tasnif sistemi.
  • iş etiği
    bkz. ahlakı.
  • iş idaresi
    bkz. işletme.
  • iş kültürü
    bkz. .
  • iş tatmini
    Bir yerinde çalışanların, işbölümünden, ücretlendirme politikasından, yetki-sorumluluk dağılımından, çalışma zamanı ve düzeninden memnun olma düzeyleri.
  • işaret dili
    Dilsel ve işitsel yetilerini kullanamayan sağır ve dilsizlerle iletişim kurmak için kullanılan el hareketleri ile mimiklerden oluşan işaretlerin tümü.
  • işbirlikçi
    bkz. komprador.
  • işbölümü
    1. Bir işin birden çok insanın yapabileceği biçimde bölüştürülmesi. 2. Bir , hizmet veya üretimin, her biri ayrı ayrı birimler tarafından yapılan küçük parçalara ayrılarak yerine getirilmesi. 3. Birlikte yaşayan veya bir şekilde birbirine ihtiyaç duyan insanların, tüm ihtiyaçlarının bizzat kendi çalışmaları ile karşılamak yerine, yeteneklerinin daha elverişli olduğu bir alanda uzmanlaşıp sürekli o işi yapmak suretiyle diğer insanlarla işbirliğine gitmesi. İşbölümü uzmanlaşmaya yol açarak verimliliği arttırmakta, bu yolla toplumsal refahın artmasına katkı yapmaktadır.
  • işçi hareketi
    1. Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan ve başlangıçta sanayi işçileri için, sonrasında tüm çalışanlar için daha iyi çalışma şartları, daha yüksek gelir ve daha güzel yaşam koşulları oluşturulması talebi ile ortaya çıkan sosyal hareket. 2. Emeğini satarak geçinen insanların daha fazla ücret, sosyal hak veya boş zaman elde edebilmek için yaptıkları her türlü faaliyetin genel adı. bkz. sosyal hareket.
  • işçi sendikası
    Bir kolunda çalışan işçilerin durumlarını iyileştirmek, işverenlerle toplu pazarlık yapmak ve yasal haklarını geliştirmek için kurdukları birlik.
  • işçi sınıfı
    Emeğini belirli bir ücret karşılığı satarak geçinen, üretim araçlarının mülkiyetine sahip olmayan ve çoğunlukla da çalışma koşulları açısından sermayedar sınıfa bağımlı, ücretli insanlar topluluğu. Emeği ile, kol ve beden gücü ile ekmeğini kazanan sınıf.
  • işgücü
    Bir ekonomideki fiilen çalışmakta olan nüfus ile, çalışabilecek durumda olup arayanların toplamı.
  • işgücü arzı
    bkz. emek.
  • işgücü hareketliliği
  • işgücü piyasası
    bkz. emek.
  • işgücü talebi
    bkz. emek.
  • işgücüne katılma oranı
    Çalışanlar ve arayanların toplam çalışabilir nüfusa, teknik ifadesiyle işgücünün aktif nüfusa oranı. Değişik nedenlerle çalışmak isteyen insan sayısında bir artış ya da azalış (örneğin ekonomik koşulların kötüleşmesi nedeniyle öğrencilerin veya ev hanımlarının çalışmaya karar vermeleri ve aramaya başlamaları) işgücüne katılma oranının değişmesine yol açar.
  • işgüder
    Maslahatgüzar. Dışişleri Bakanlığı tarafından dış ülkelerde görevlendirilen, elçi adına işleri takip etmekle görevli kimse. Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülkenin dışına çıkması halinde veya o ülkeye gelmesinden önce kendisine vekalet eden diplomat.