• insanmerkezcilik
    Antroposentrisizm. 1. İnsanı evrenin merkezine yerleştiren, insana ait değerlerin evrenin işleyişinde merkezi bir konuma sahip olduğunu savunan, varoluşu sadece insanın deneyimlerine indirgeyerek sınırlayan yaklaşım. İnsanı tüm değerlerin referans kaynağı kabul etme anlayışı. 2. Evrendeki tüm varlık ve bunlar arasındaki ilişkilerin, insanın bilgi, çıkar ve eğilimleri doğrultusunda kavranması, anlamlandırılması ve değerlendirilmesi.
  • internet
    Kablolu veya kablosuz telefon hatlarıyla ulaşılabilen her türlü bilgi, ses ve görüntünün iletilebildiği dünya çapındaki bilgisayar ağı.
  • intiba yönetimi
    İzlenim yönetimi. Başkaları üzerinde istenen izlenimi bırakmak için duyguların gizlenmesi veya açıklanmasının duruma göre ayarlanması.
  • intihal
    Kaynak göstermeden başkalarının yayınlarını kendi eseri gibi kullanmak.
  • intihar
    Bir insanın kendi iradesi ile doğrudan veya dolaylı yollarla hayatına son vermesi; sonucunu bile bile kendisini ölüme götürecek etkinliklerde bulunması. Savaşlarda zaman zaman görüldüğü gibi, başkalarının mutluluğu, güvenliği veya selameti için yapılan intihara altruistik intihar; toplumsal çözülme veya anomi durumlarında sosyal kimliğin kaybolması sonucu meydana gelen intihara anomik intihar; kendini ispat etmek, başkalarına bağımlı olmadığını göstermek veya sorumluluğunun bir gereği olduğunu düşünerek yapılan intihara da egoistik intihar denir.
  • ipotek
    bkz. teminat.
  • IQ Testi
  • irade
    İstenç. Herhangi bir konuda karar vermek veya bir eylem yahut etkinliği gerçekleştirmek için gerekli olan bilinçli muhakeme gücü ve kararlılığı. Alternatifler arasında bilerek ve isteyerek seçim yapabilme yetisi. bkz. külli irade, cüzi irade, milli irade, özgür irade.
  • irade özgürlüğü
    Kişisel etkinliklerde insan iradesinin serbest, baskılardan ve denetimden uzak olması. İnsanın kendi adına, her türlü korku ve endişeden uzak biçimde karar verebilmesi, tercih yapabilmesi.
  • iradecilik
    İstenççilik. Eylem ve davranışların dışsal faktörler veya içinde yaşanan sistemden değil, bizzat bireylerin iradelerinden kaynaklandığını öne süren yaklaşım. bkz. determinizm.
  • iradi
    Dışsal bir zorlama olmaksızın, kişilerin iradelerinin sonucu olarak ortaya çıkan.
  • iradi işsizlik
    bkz. işsizlik.
  • İrangeyt
    1986 yılında İran-Irak savaşının devam ettiği sırada, İslam Devrimi nedeniyle ilişkileri son derece gerginleşen ve söz konusu savaşta İran’ın karşısında yer alan ABD’nin dönem başkanı R. Reagan’ın yetkilendirdiği Beyaz Saray görevlilerinden ulusal güvenlik danışmanı J. Poindexer ve yardımcısı Albay O. North tarafından hazırlanıp yürütülen; İran’a önce İsrail aracılığıyla, daha sonra da ABD’den doğrudan yapılan gizli silah satışından elde edilen paranın, ABD Kongresinin yasakladığı bir yardım şekli olarak, Nikaragua’daki kontra gerillalarına askeri yardım sağlama amacıyla kullanılması şeklinde gelişen ve basına yansımasıyla skandala dönüşerek dünya kamuoyunda yankıları uzun süre devam eden olay.
  • irrasyonalizm
    Açıklamada rasyonalizmi yetersiz veya yanlış bulan, amaç ve araç ilişkisinin sağlıklı açıklama sunamayacağını savunan yaklaşım. bkz. akılcılık.
  • irrasyonel
    Sebep sonuç bağlantısı bulunmayan, mantıksal tutarlı açıklaması olmayan, akıldışı.
  • irrasyonel talep
    Mantıksal açıklaması olmayan, anlık ve geçici dürtülerle ortaya çıkan satınalma isteği. Örn. Bir tezgahtarı çok meşgul ettiği için bir çift çorabın satın alınması veya bir marketten boş çıkmamak için önceden düşünülmeyen ve ihtiyaç duyulmayan bir malın satın alınması. bkz. fonksiyonel talep, bandwagon etkisi, snob etkisi, Veblen etkisi, gösterişçi tüketim, spekülatif talep.
  • irredantizm
    Bir ülkenin, başka bir ülkede yaşayan, dil, din veya etnik köken bakımından kendisinden saydığı topluluklar üzerinde hak iddia etmesi.
  • irşad
    1. Olgunlaştırmak; doğru yolu göstermek; rehberlik, kılavuzluk etmek. 2. Bir din alimi, bir tasavvuf şeyhi ya da bir hocanın, birikim ve yetkinlik açısından daha alt düzeydeki insanları dinin ne olduğu, insanın dini görevlerini nasıl yerine getirmesi gerektiği konularında aydınlatıp yönlendirmesi.
  • irtica
    1. Geriye dönüş, eskiyi isteme; eski şartlara yeniden dönülmesi taraftarlığı. 2. Modernleşmeye direnen, tepeden inmeci modernleşmeye karşı çıkan dindar kesimlere laikçi, modernist, Batıcı kesimler tarafından yakıştırılan etiket.
  • Bireylerin toplumsal işbölümü çerçevesinde yerine getirdikleri, karşılığında ücret verilsin veya verilmesin, üretime katkı niteliği taşıyan her türlü etkinlik. Tarım, hayvancılık, madencilik gibi doğrudan hammadde elde etmeye yönelik işlere birincil işler; el sanatları, halıcılık, çömlekçilik, zanaatçılık gibi yoğun insan bilgi ve becerisi gerektiren işlere ikincil işler; mal üretiminden ziyade hizmet üretiminin söz konusu olduğu işlere üçüncül işler; bir işin yürütülebilmesi için gerekli bilgi, görgü ve deneyime de iş kültürü denir.