- ideal
- ideal hukukToplumsal düzenin sağlanması için özlenen, olması istenen, en iyi olduğu düşünülen hukuk düzeni. bkz. hukuk, doğal hukuk.
- ideal kültürİnsanların takip ettiklerini ifade ettikleri inanç, değer ve normların bütünü. bkz. reel kültür, kültür.
- ideal tipToplumsal gerçekliğin anlaşılması için varsayımsal olarak kurulan kavram ve kategoriler. Bu analitik araçlar somut durumların, o durumla ilgili soyutlamalardan ne kadar saptığının ve gerçekliğe ne kadar benzediğinin anlaşılmasına katkıda bulunurlar. M. Weber’e göre sosyal bilimlerdeki bir çok kavramın ideal tip soyutlamasıyla oluşturulmasından dolayı gerçekte tam karşılıklarının bulunması mümkün değildir.
- idealistSomut baskı ve engeller ortaya çıkmasına rağmen, olmasını arzuladığı ideallerden sapmayan, taviz vermeyen insan.
- idealizm
- idealizm-materyalizm ikilemiKendisini temellendirirken; materyalist yaklaşımın idealist unsurlar, idealist yaklaşımın da materyalist unsurlar içermesi. bkz. materyalizm, idealizm.
- ideoloji
- ideoloji çağıToplumsal düşünce alanında ideolojilerin baskın etkisinin bulunduğu 19 yüzyıl. bkz. ideoloji, ideolojilerin sonu tezi.
- ideolojik hareketbkz. hareket.
- ideolojik pratikbkz. pratik.
- ideolojilerin sonu tezi
- idolbkz. put.
- ifade mantığıİfadelerin, ifade haline dönüştürülmesindeki amaç ve temel değişmezlerle çelişmeden, belli bir dilin gramer kurallarına uygun olarak üretilmesi. Örn. "hayatın anlamı yoktur" ifadesi, gramatik açıdan doğru olmasına rağmen, söylenişindeki amaç ve anlamlılık kategorisiyle ilişkisi bakımından ifade mantığına aykırıdır. bkz. temel değişmezler, ortak düzlem.
- ifade özgürlüğü
- ifadelerin gramatik ayırımıİfadelerin gerek kendi başlarına, gerekse birbirlerinin yerine yanlış kullanılmalarından doğan zihin karışıklığını önlemek amacıyla, değişik ölçütler veya ilkeler yardımıyla, çeşitli ifade biçimlerinin, gramatik yapıları temel alınarak birbirinden ayrılması. bkz. ifadelerin gruplandırılması, gramer kaydırmacası. (Ş. Kocabaş)
- ifadelerin gruplandırılmasıÇeşitli ifade biçimlerinin, yerli yerinde ve doğru şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla, taşıdıkları temel nitelikler veya ortak özellikler ekseninde çeşitli gruplara ayrılması. Literatüre Ş. Kocabaş’ın kazandırdığı bu gruplandırmaya göre temel ve dini ifadeler (TED ifadeler); mantıksal matematiksel ve biçimsel ifadeler (MMB ifadeler); P-ifadeleri; tecrübi ifadeler; teorik hipotetik empirik ifadeler (THE ifadeler); tarihsel ifadeler; mecaz ve benzeşim ifadeleri (teşbihler) ve hayali ifadeler olmak üzere sekiz grupta toplanabilecek olan ifade grupları, merkezinde temel ve dini ifadeler grubunun bulunduğu ve dışa doğru, kendisinden önceki ifade grubunu da içerecek biçimde giderek genişleyen halkalar şeklinde şematize edilmektedir.
- iflas1. Borçlunun borçlarını ödeme gücünden yoksun duruma düşmesi; ticari yükümlülüklerini yerine getiremeyecek hale gelmesi. İflas durumunun mahkemece tespit edilmesi gerekir. 2. İddiaların gerçekleşmemesi; söz ile eylemin, teori ile pratiğin birbirini tutmaması durumunu ifade etmek üzere kullanılan deyim.
- ihmal edilebilirlik varsayımlarıTeori kurma sürecinde temel değişkenler belirlenirken, açıklanan ilişki ya da sürece olan etkisinin ihmal edilebilecek düzeyde küçük olduğu düşünülen değişkenlerin, hiçbir etkide bulunmuyor varsayılarak devre dışı tutulmasını ifade eden basitleştirici varsayımlar. Örn. insanların ihtiyaçlarını karşılayacakları malı satın alırken, modanın, sosyal prestijin, alışveriş ortamındaki çevresel faktörlerin etkilerinin belirleyici olmadığı düşüncesiyle göz ardı edilerek, sadece malın fiyatının talebi belirlediğinin varsayılması bkz. varsayım, alan varsayımları, kolaylaştırıcı varsayımlar.
- ihracat