• hobi
    1. Kişinin hayatını kazanmak amacıyla çalıştığı işi, sürekli uğraşı veya yapmak zorunda olduğu şeyler dışında kalan; dinlenme, eğlenme ve yaşamı monotonluktan kurtarma aracı olarak gördüğü şeyler. 2. Yapılmaktan zevk alınan tatlı uğraş.
  • holding
    1. Aynı sermaye grubuna bağlı, değişik alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin tek çatı altında toplanması ve yönetiminin merkezileştirilmesi ile oluşan ana şirket. 2. Kapitalist sistemde etkin kaynak kullanımı, maliyet minimizasyonu ve kâr maksimizasyonu için başvurulan, biçimsel olarak bağımsızlıklarını koruyan birçok firma üzerinde hukuki ve mali denetimi merkezileştirmeye imkân veren iştirak şirketi.
  • holigan
    1. Taşkınlık yapma eğilimi çok yüksek, daha çok gençlerden oluşan sokak çetesi. 2. Futbol maçları öncesi, sırası ve sonrasında taşkınlık yapan, zaman zaman cinayetle sonuçlanan şiddet olaylarına karışan öfkeli, kontrolsüz kalabalığa mensup kişilerden her biri. bkz. çete.
  • holokost
    Bir ırkın, dini veya etnik grubun soyunu kurutmaya, toptan yok etmeye yönelik toplu katliam. “The Holocaust” olarak büyük harfle ve “the” önekiyle ifade edilen şekli, bu amaçla sergilenen ısrarlı çabaların sonucu olarak, zamanla sadece, Hitler öncülüğündeki Nazilerin II. Dünya Savaşı yıllarında yaptığı Yahudi katliamını ifade eder biçimde kullanılmaya başlanmıştır.
  • homojen
    Türdeş. Tıpatıp aynısı. Bütün yönleriyle birbirlerine benzeyen özellikleri olan parça veya birimlerden oluşan bütün veya topluluk. bkz. heterojen.
  • hoşgörü
    Tolerans. Düşünce, davranış ve eylemlerinde farklı, değişik veya zıt olanlara karşı olgun ve anlayışlı davranma; yanlış olduğu düşünülen veya onaylanmayan görüşlerin dile getirilmesine fırsat verme; kendisine tanıdığı hakları başkalarına da tanıma tavrı.
  • hoşgörünün asimetrisi
    Hoşgörü yanlısı birinin, hoşgörüsüzlük yanlısının hoşgörüsüzlüğünü hoş görürken, hoşgörüsüz birinin, hoşgörülünün hoşgörüsünü hoş görmemesi durumu.
  • Hristiyan kimlik hareketi
    ABD’de son yıllarda popüler hale gelen ve Ku Klux Klan, neo-Naziler, dazlaklar ve “Aryanlar”ın İsrail’in On Kayıp Kabilesinin soyundan geldiklerini iddia eden “Aryan” direniş hareketi gibi, aşırı sağın farklı unsurlarının oluşturduğu, dinsel veya ırksal ayrımcılığı öne çıkaran dışlayıcı hareket.
  • Hristiyan öze dönüş hareketi
    Katolik Hristiyan tarikatların öze dönüş ve arınma hareketi. Buna göre toplum esasen manevi anlamda Hz. İsa'nın bedenini oluşturur; bu bedenin temizlenmesi ve arındırılması gerekir. “Kilise dışında (bizden olmayanlar için) kurtuluş yoktur” inancının doğal sonucu olarak, toplumun Katolik olmayan, sapkın ve yoldan çıkmışlardan temizlenmesi gerekir; bu çerçevede Müslüman, Musevi ve öteki dinlerin mensuplarının yok edilmesi veya toplumdan kovulmasında bir sakınca yoktur.
  • Hristiyanlık
    İlkelerini Hz. İsanın getirdiği, ancak teolojisi daha çok S. Paul ve T. Aquinas gibi Azizlerce sonradan oluşturulmuş, ilk başlarda sıkı baskılar görmüş olmakla birlikte, Roma İmparatorluğunun benimsemesinden sonra tüm Avrupa’ya yayılmış olan semavi din. Hristiyanlık Vatikan (Batı Roma) merkezli Katoliklik, Martin Luther'in öncülüğünü yaptığı (Almanya/Batı Avrupa merkezli) Protestanlık ve Bizans (İstanbul/Doğu Roma) merkezli Ortodoksluk olmak üzere üç büyük mezhebe sahiptir. bkz. İslam, Musevilik.
  • hukuk
    1. Kelime anlamıyla, hakkın çoğulu, haklar. 2. Kavramsal anlamıyla, bir toplumda yaşayan gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı niteliğe sahip hak, yetki ve sorumluluklarla kişi ve kurumlararası ilişkileri düzenleyen, kamu otoritesinin denetlediği, yaptırım gücüne sahip yazılı yahut sözlü kuralların tümü.
  • hukuk devleti
    1. Bütün devlet organlarının hukuk kurallarına, hukuk kurallarının da anayasal hükümlere uygun olarak oluşturulup işletildiği; yönetimin tüm işlem ve eylemlerinin bağımsız yargı denetimine tabi olduğu devlet. 2. Kişilerin gücünün, yasaların üzerinde olmadığını ve yasalar karşısında statüsü ne olursa olsun toplumun bütün bireylerinin eşit olduğunu ifade eden hukukun üstünlüğü ilkesinin titizlikle korunduğu, hukukun evrensel prensiplerine bağlı, istisnasız herkesin yasal düzenlemelerle kayıtlanıp sınırlandığı, keyfi tasarruflara izin vermeyen devlet.
  • hukuk dogmatizmi
    1. Hukuksal kural ve düzenlemelerin, temel hukuk ilkelerine uygun olup olmadıklarına bakılmaksızın, yorum esneklikleri ve toplum ihtiyaçlarının giderilmesinde birer araç oldukları göz ardı edilerek, birer baskı aracı olarak kullanılmaları. 2. Belirli tarihsel-sosyal şartlar altında insanlar tarafından üretilmiş hukuksal kuralların, her türlü sorgulamanın üzerinde görülmesi; hukuki düzenlemelerin tabulaştırılması. bkz. dogmatizm, bilimsel dogmatizm.
  • hukuk felsefesi
    Hukuksal norm ve bilgilerin kaynak ve nitelikleriyle, elde ediliş biçimlerini irdeleyip sorgulamayı; hukuk-felsefe, hukuk-ahlâk, hukuk-bilim vb. hukuk ile diğer disiplinler arasındaki ilişkileri incelemeyi konu edinen disiplin.
  • hukuk sosyolojisi
    Toplumsal istekler ve beklentiler ile hukuk kuralları arasındaki ilişkileri inceleyen, birer sosyal kurum olarak mahkeme, hapishane, polis ve yasama gibi kurumların sosyolojik incelemesini yapan bilim dalı.
  • hukuk ve iktisat
    Hukuk kurallarının kaynak tahsisindeki rolünü ve bir kuralın hukuk kuralı haline gelmesinin ekonomik analizini konu edinen iktisat ekolü. bkz. işlem maliyeti iktisadı, mülkiyet hakları iktisadı.
  • hukuki yargı
    İnsani etkinliklerin yasalara uygunluk, toplumsal bütünlüğün korunmabilim dalısı, barış ve huzur içinde yaşanması, can ve mal güvenliğinin sağlanması gibi açılardan değerlendirilerek, söz konusu etkinlik veya eylemlerin yasal-yasa dışı; yahut meşru-gayri meşru olarak nitelendirildiği yargılar.
  • hukuksal tanıma
    Tanıyan devlet tarafından, tanınan devlet ya da hükümetin, uluslararası topluluğa aktif katılımını gerçekleştirmesi için uluslararası hukuk tarafından belirlenen gereklilikleri yerine getirdiğinin resmi olarak beyan edilmesi.
  • hukukun evrensel prensipleri
    Gerek Medine Vesikası, Veda Hutbesi, Kur'an-ı Kerim, sahih Hadisler ve Mecelle gibi Doğu-İslam kültüründe, gerekse Magna Carta, Virginia Haklar Bildirgesi, Helsinki Yurttaşlar Bildirgesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi Batı kültürünün temel metinlerinde ifadesini bulmuş, genel kabul gören prensipler. Bunların başlıcaları şunlardır: 1. Masumiyet karinesi (beraet-i zimmet), 2. Suç ve cezaların kanuniliği, 3. Suç ve cezaların şahsiliği, 4. Kanunların geriye yürütülemezliği, 5. Şüpheden sanığın yararlanması, 6. Adil yargılanma hakkı, 7. İspat yükünün iddia sahibinin omzunda olması.
  • hukukun üstünlüğü