• hile-i şer’iye
    1. Şer'î hile. Yapay olarak, zorlama yollarla kanunlara uydurma. Normalde yasalara aykırı olan bir işin, yapay ek işlemlerle görünürde yasallaştırılması. 2. Bilinçli olarak gayri meşru bir amacı gerçekleştirirken, göstermelik işlemlerle şeriata uygun davranıyor gözükmek. Şeriatın özüne aykırı bir fiili, yapay ve yüzeysel kotarmalarla şeriata uygun hale getirme çabası.
  • hılf’ul fudul
    Erdemliler ittifakı. M. 580’li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucunda ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan, o dönemde henüz peygamber olmayan Hz. Muhammed’in de aralarına katıldığı barış cemiyeti. Erdemliler ittifakı sadece tarihsel bir kurum değil, aynı zamanda, farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da, temel ahlâkî ilkelerde anlaşan insanların zulmü engellemek için uzlaşmalarının bir toplumsal zorunluluk olduğunun ifadesi olarak değerlendirilmektedir.
  • himayecilik
  • hiper enflasyon
    bkz. enflasyon.
  • hipnotizma
    Bazı ruhsal rahatsızlıkların tedavisi, veya tamamen gösteri amacıyla, telkin yeteneği güçlü ya da bu konularda özel yetenekli kişilerce, türlü telkinler yoluyla deneklerin uyku ile uyanıklık arası bir haleti ruhiyeye sokularak istenen her şeyi yapar, verilen her talimatı dinler hale getirilmesi.
  • hipnoz
    İnsan zihninin bir kısım faaliyetlerini bir başkasının yönlendirmesi, bu nedenle insanın zihni üzerindeki denetimini kısmen veya tamamen kaybetmesi durumu.
  • hipotetik ifadeler
    bkz. THA ifadeler.
  • hipotez
    Bir bilimsel araştırmanın sonucu hakkında henüz ispatlanmamış, fakat hem araştırmacının alanını somutlaştıran, hem de eldeki olgu ve ilişkileri belli bir mantıksal kurguyla bir araya getirmeye yarayan öneri. bkz. varsayım, aksiyom, teorem.
  • hipotez testi
    Bir konuda yargı ileri süren bir hipotezin, sonunda ret ya da kabul çıkacak biçimde istatistiksel yöntemlerle doğru veya yanlışlığının belirlenmesi.
  • his
    bkz. duygu.
  • hısımlık
  • hisse senedi
    Pay senedi. 1. Bir sermaye şirketinin kuruluşuna, ister para ister mal koyarak katılan her şahsa, yaptığı bu katkı karşılığında verilen senet. 2. Sermayesi paylara bölünmüş ticari ortaklıklar tarafından çıkarılan, şirket sermayesinin birbirine eşit paylara bölünmüş dilimlerinden her birini temsil eden, ortaklığın sahip olduğu sermaye üstünde tek ve bölünmez bir hak sağlayan ve sahiplerinin sorumluluğunun, üstünde yazılı değerle sınırlı olduğu, isme yahut hamiline yazılı olabilen menkul değer.
  • hiyerarşi
    Sıradüzeni. Silsile-i meratip. 1. Bir bütünlüğü oluşturan parçalar ya da bir sistemin elemanları arasındaki sıra düzeni, katmanlı yapı; bir düzenekte yer alan varlıkların önemlerine göre sıralanmaları. 2. Sosyal ve teknik işbölümünün fonksiyonu olarak birbirlerine tabi derecelerden, kademelerden oluşan yerleşik düzen; ast-üst ilişkisi.
  • hizip
    Fraksiyon. Geniş bir grubun içinde bulunmakla beraber, grubun amaçları ile yer yer çelişen amaçlar taşıyan, grubun genelinin onaylamadığı davranışlarda bulunan alt grup.
  • hizipçilik
    Siyasal partilerin veya toplumsal grupların içinde, parti veya topluluğun kararını etkileyebilecek düzeyde etkin bir alt grubun, kendi amaçlarını gerçekleştirmek için yaptığı faaliyetler.
  • hizipleşme
    Bir grup içinde birlikte hareket etme kabiliyeti olan bireylerin, sonunda gruptan ayrılmaya varabilecek düzeyde farklılaşarak alt gruplara ayrılması. Hiziplere, her biri ayrı bir telden çalan farklı gruplara ayrılma.
  • hızlandıran ilkesi
    Sermaye mallarındaki net yatırımın üretim düzeyindeki değişime bağlı olduğunu ifade eden ilke. Buna göre sermaye malları dayanıklı olduğu için mevcut üretim kapasitesi yeterli ise eskiyen sermaye mallarını değiştirmek suretiyle sabit bir üretim düzeyi tutturmak mümkündür. Bu durumda net yatırıma gerek yoktur. Fakat eğer ekonomide net yatırımın artması gerekiyorsa, bu, ancak üretimin artmasıyla mümkündür. Buradan, hızlandıran=net yatırım/ GSMH'daki değişim denebilir.
  • hizmet
    İnsan ihtiyaçlarının giderilmesine ve yaşamın kolaylaştırılmasına yönelik olarak insanlar tarafından üretilen yahut organize edilen; elle tutulup gözle görülmeleri veya saklanmaları mümkün olmayıp, üretildikleri anda tüketilen avukatlık, danışmanlık, eğitim, taşımacılık, haberleşme, turizm vb. gibi beşeri faaliyetler. bkz. meta, mal, kötü hizmet.
  • hizmet sınıfı
    Hizmet sektöründe çalışan ve taşıdığı nitelikten dolayı ayrı bir iktidar ve baskı alanı oluşturan insan topluluğu.
  • hizmetler sektörü
    Fiziksel varlığı olmayan ya da sonucu maddi olarak ortaya çıkmayan; üretildiği anda tüketilen; beslenme, barınma ve seyahat gibi insan ihtiyaçlarının doğrudan veya dolaylı olarak giderilmesine yönelik beşeri faaliyetlerin üretilip organize edildiği sektör. Örn. taşımacılık, turizm, konaklama.