• amortisman
    Yıpranma payı. 1. Üretim faaliyeti sonucunda, mal ve hizmet üretilirken, geçmiş dönemlerden devredilen sermaye donanımında meydana gelen aşınma ve eskimelerin para ile ifadesi; bu eskime veya yıpranmanın gayri safi milli hasıladan düşülen parasal değeri. 2. Fiziksel nedenlerle yıpranan, eskiyen, teknolojide ortaya çıkan yenilikler sonucu demode olabilen maddi sabit kıymetlerin yıpranma veya aşınma payı olarak her yıl söz konusu kıymetlerin değerleri üzerinden belirli oranlarda ayrılan karşılık. Maddî sabit kıymetin edinme maliyetini, ekonomik ömür adı verilen kullanım süresi içinde akılcı yöntemlerle, ticari işletmelerde dönem giderlerine, sınai işletmelerde de ürün maliyetlerine aktararak dağıtma işlemine amortisman muhasebesi denir.
  • amortisman muhasebesi
  • ana dil
    Kişilerin ailelerinin konuşmaları ile öğrendikleri ilk dil.
  • ana sözleşme
    Bir şirket, dernek, vakıf veya benzeri bir tüzel kişiliğin asıl amacını, faaliyet alanını, çalışma koşullarını, teşkilatlanma biçimini vs. düzenleyen temel yasal belge.
  • anaerkil toplum
    Kültürel, siyasal ve ekonomik yapıların kadınlar tarafından kontrol edildiği toplum.
  • anaerkillik
    Anahanlık. Matriarki. 1. Kadının hakim konumda olduğu, ilişkilerin kadın merkezli yürütüldüğü toplumsal örgütlenme biçimi. 2. Ana egemenliğine dayanan, sosyal ilişkilerin düzenlenmesinde anayı esas alan, kadının siyasal görevler üstlendiği sosyal-hukuksal sistem.
  • anahanlık
  • anakronizm
    Tarih yanılgısı. Tarihleri ve tarihsel dönemleri karıştırma. Tarihsel olay veya durumların gerçekte meydana geldikleri tarihsel zamanın dışında, değişik zaman dilimlerinde gerçekleşmiş olan olay veya durumlarla birlikte düşünülmesi; tarihsel olarak farklı dönemlerde meydana gelmiş olan olayların aynı zaman diliminde meydana gelmiş gibi ele alınıp değerlendirilmesi.
  • analitik Marksizm
    1980’li yıllardan itibaren Marksist yaklaşımın tarihselci ve ekonomik determinist unsurlarını terk ederek, metodolojik bireyci bir yaklaşımla bireylerin rasyonel tercihlerinin üzerine eleştirel nitelikli bir teori geliştirmeye çalışan düşünce akımı. bkz. metodolojik bireycilik.
  • analitik önerme
    Yüklemi, öznesinin dışında, ona ek olarak bir bildirimde bulunmayan önerme. Örn. Cisimler yer kaplar önermesinde yer kaplamak, cisim kavramında mündemiç (içine yerleşik) olduğu, başka bir deyişle cisim kavramının tanımı içinde zaten yer aldığı için, cümlenin yüklemi, öznesi hakkında ayrı bir bilgi vermemektedir. Dolayısıyla bu cümle bir analitik önermedir. bkz. sentetik önerme, totoloji.
  • analitik yöntem
    Bir iddia, teori veya problemi onu oluşturan parçalara ayırarak, bütünü kendisini meydana getiren unsurlara indirgeyerek inceleme. bkz. sentetik yöntem.
  • analiz
  • analiz eğrisi
    Bir olgunun belirli değişkenlerle ilişkisinin, çeşitli düzeylerde aldıkları değerlerin koordinat düzleminde işaretlenmesi sonucunda ortaya çıkan noktaların birleştirilmesi suretiyle sürekli bir çizgi halinde, grafiksel gösterimi.
  • analoji
    1. İki şey arasındaki benzerliğe dayanarak birisi ile ilgili yargıyı diğeri için de geçerli sayma. 2. Belirli öncüllerden hareketle, benzer olay ve olgular arasındaki sebep-sonuç ilişkilerinden de yararlanarak mantıksal sonuçlar elde etme yöntemi. bkz. tasım, kıyas.
  • anamal
    bkz. sermaye.
  • anamalcılık
  • anarko-kapitalizm
    Aşırı piyasa savunuculuğu. Devletin ekonomideki varlığını, bireylerin refahını azaltıcı ve onların rızalarına aykırı biçimde oluşan bir durum olarak tanımlayan, sağlık, savunma, adalet ve güvenlik hizmetlerinin bile özel sektör tarafından daha verimli ve sağlıklı yürütülebileceğini ileri süren ABD kökenli bir iktisadi düşünce ekolü. Kapitalizmin anarşizme evrilmiş versiyonu.
  • anarşi
    Düzeni sağlayacak otoritenin olmaması veya otoritenin meşruluğunu kaybetmesi nedeniyle meydana gelen kargaşa, kaos ve düzensizlik hali.
  • anarşist bilgi kuramı
    Alternatif bilgi kaynakları üzerinde tam bir egemenlik kurarak bilimsel bilgiyi yegane sağlam bilgi kabul eden modernist epistemolojiye karşı çıkan; bilginin akıl, duyu, sezgi vb. çeşitli kaynaklardan beslenebileceğini, değişik bilgilenme yolları ile elde edilen bilgilerin bilimsel bilginin tahakkümünden kurtarılmaları gerektiğini; özellikle de bilimsel bilginin siyasi, askeri, hukuki vb. tek bir otoritenin emrine verilerek, genelde tüm insanlar, özelde de belirli toplumsal kesimler üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanılmasına karşı çıkılması gerektiğini savunan görüş.
  • anarşizm
    Kural tanımazlık. 1. Her türlü kural ve otoriteye karşı olma. 2. Toplumların yöneticiler olmadan da var olabileceğini savunan siyasal felsefe. 3. Toplum düzenine uymayanlara yaptırım uygulayacak bir merkezi otorite olmadan da üretken ve arzulanan bir toplum düzeni oluşturmanın mümkün olduğunu ileri süren yaklaşım. 4. Birey ve toplumun kurtuluşunun, ancak, birçok olumsuzluğun ve kötülüğün kaynağı olduğu ileri sürülen devletin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacağını iddia eden görüş. 5. Otoriter bir devlet yönetimi ve yasalarını reddederek, bireylerin kendi ihtiyaçlarını istedikleri şekilde karşılayabilmeleri için kendi kendilerini organize etmeleri gerektiğini öne süren ideoloji.