• felsefi değer
    bkz. değer.
  • felsefi hareket
    bkz. hareket.
  • feminist epistemoloji
    Erkek egemen olduğu gerekçesiyle yerleşik epistemolojik yaklaşımları eleştiren ve kadın bakış açısının, mevcut epistemolojik anlayışlardan farklı bir bilgisel ortam oluşturabileceğini savunan yaklaşım. Buna göre, geleneksel epistemolojinin doğru ve güvenilir bilgi, hakikat, evrensellik ve nesnellik konularındaki önkabulleri, tüm insanların değil, erkeklerin, hatta tüm erkeklerin değil, orta sınıf beyaz erkeklerin ideal ve özlemlerini yansıtmakta, erkek-egemen bir dünyanın kurulmasına hizmet edecek biçimde kullanılmaktadır.
  • feminist etik
    Kadın bakış açısının ve kadın değerlerinin eşitlik, adalet, hakkaniyet gibi temel ahlâkî kategorilerin yeniden yorumlanmasında kullanılabileceğini savunan ahlâkî yaklaşım.
  • feminist iktisat
    İktisat biliminin rasyonel bireyinin, temelde erkekleri ve onların davranışlarını kavramsallaştırdığı noktasından yola çıkarak; kadını, kadın bakış açısını ve onun ekonomik faaliyetlerini de önyargısız ve yansız biçimde yansıtacak bir iktisat bilimi oluşturma girişimi.
  • feminist metodoloji
    Bilimsel araştırmalarda erkek merkezci yahut erkek-egemen yaklaşımların geçerliliğini sorgulayan, araştırma konularının seçiminden, oluşturulan modellerdeki kavramlara kadar her bir aşamada kadınları ikincil kılan unsurları ayıklamaya çalışan metodolojik yaklaşım.
  • feminizm
    Kadın hakları savunuculuğu. Erkek egemenliğine ve erkek-egemen ilişki ve düzenlemelere karşı kadınların haklarını savunan, cinsiyete dayalı kadınlar aleyhine oluşan yargılara karşı çıkarak erkeğe tanınan hak ve yetkilerin kadına da tanınması gerektiğini ileri süren yaklaşım. bkz. modern feminizm, postmodern feminizm.
  • fenomen
  • fenomenoloji
  • feodal sistem
    Siyasi ve askeri gücü elinde bulunduran, toprağın mülkiyetine yahut imtiyazına sahip kesimi ile bu kesimin otoritesine bağımlı olarak yaşayan köylülerden oluşan tabakalaşma sistemi. Bu sistemde toprağın mülkiyetine sahip efendilere senyör, toprağa bağlı kölelere de serf adı verilirdi.
  • feodalite
    bkz. feodalizm.
  • feodalizm
    Derebeylik. 1. Siyasi ve askeri gücü elinde bulunduran, toprağın mülkiyetine yahut imtiyazına sahip bir senyörler (derebeyler) sınıfı ile bu sınıfın otoritesine bağımlı bir serfler (toprağa bağlı köleler) sınıfının toplumsal yapının temel ikiliğini oluşturduğu sosyal düzen. 2. Batı dünyasının tarihsel serüveni içinde geçirdiği toplumsal aşamalardan biri olan ve siyasal liderlerin, toprak sahiplerinin ve toprakta çalışan köylülerin karşılıklı ekonomik ve siyasal bağımlılık ilişkisi içinde bulunduğu, dolayısıyla servetin ve siyasal iktidarın tarıma dayalı olduğu bir tür iktisadi-sosyal sistem. Ortaçağ’da Batının karakteristik sistemi olarak öne çıkan, Osmanlı ve öteki Doğu toplumlarında da geçerli olup olmadığı tartışmalı olan feodal toplum yapısının geçim tarzını oluşturan feodal üretim biçiminde temel üretim aracı toprak, toprak üzerinde mutlak mülkiyete sahip olan efendi senyör, toprağa bağlı yaşayan ve onunla birlikte alınıp satılabilen işçi ve köleler olan serfler sistemin üç temel unsurunu oluşturmaktadır.
  • feraset
    bkz. öngörü.
  • fert
    bkz. birey.
  • fesat
    1. Düzenin bozulması; yozlaşma; denge veya itidalden sapma. Yok oluş. 2. Toplumun belirli bir kesiminin istek ve heveslerinin ön plana çıkarılması sonucu meydana gelen karışıklık.
  • fesih
    Bir hukuki ilişkinin sona erdirilmesi. Sözleşmeye dayalı bir hukuksal işlemin isteyerek ortadan kaldırılması.
  • fetih
    1. Bir topluluğun silah zoru ve savaşarak başka bir topluluğun mal, mülk ve toprağına el koyması. 2. İslam terminolojisinde, İslam’ın mesajının insanlığa ulaştırılmasına engel olan yönetimlere karşı savaşılarak dar’ül İslam’ın (İslam’ın egemen olduğu coğrafyanın) genişletilmesi.
  • fetiş
    İnsanüstü ya da doğaüstü nitelikler taşıdığına inanılan nesne.
  • fetişizm
    Kendisinde olağanüstü nitelikler olduğu varsayılan kişi veya nesnelere aşırı sevgi ve saygı beslemek, onlara bağlanmak, tapınmak, kulluk etmek. bkz. meta fetişizmi, devlet fetişizmi.
  • fetva
    1. İslam ümmetinin karşısına çıkan problemlere ilişkin yetkin ve yetkili kişilerce gösterilen çözüm yolu. 2. Fakihlerin günlük sorunların çözümüne ilişkin, doğrudan nasslardan aldıkları veya içtihatla oluşturdukları hükümlerin her biri.