• ehlileştirme
    Bitkilerin insanlara daha yararlı ve verimli hale getirilmesi. bkz. evcilleştirme.
  • Einstellung etkisi
    effect) 1. Benzer konularda daha önce edinilmiş bilgilerin, yeni durumda var olan değişikliğin fark edilmesini engellemesi. 2. İnsan zihninin benzer durumlarda benzer yorumları yaparak düşüncenin işlem maliyetlerini düşüren çalışma tarzı nedeniyle, bazı durumlarda ilk bakışta birbirine benzeyen ama özünde farklı olan durumları da aynı gibi değerlendirmek suretiyle yanılması. Örn. Doktorların hastaların şikayet gerekçelerinin benzerliğinden farklı hastalıklara aynı teşhisi koyması.
  • ek işçi hipotezi
    İşsizliğin yükseldiği dönemlerde, ailenin temel gelir sağlayan bireylerinin işlerini kaybetmeleri durumunda daha önce işgücüne katılmayı düşünmeyen öğrenci veya ev hanımı gibi aile bireylerinin de ailenin hayatını devam ettirebilmesi için çalışmak istemesi nedeniyle, nüfusun işgücüne katılma oranının arttığını ileri süren hipotez.
  • ekin
    1. Kültür. bkz. kültür. 2. Halk dilinde buğday, arpa, çavdar gibi hububat ürünlerinin tarlada, henüz hasat edilmeden önceki hali.
  • eklektisizm
    Seçmecilik. Değişik düşünce ekol, sistem veya düşünürlerin en iyi ya da en doğru olduğu varsayılan düşüncelerinin, ait oldukları bütünlükten soyutlanarak bir araya getirilmesi.
  • eklemlenme
    1. Artikülasyon. İki değişik yapının karşılıklı ilişkisi sonucunda yeni bir bütünlük oluşması süreci; etkileşime giren yapılardan daha zayıf olanının, güçlü olanın bir parçası haline gelmesi. 2. Birden fazla üretim tarzının içinde yer aldıkları ve kendilerini yeniden üretmek için birbirleriyle mücadele halinde oldukları karşılıklı etkileşim süreci.
  • ekoloji
    Çevrebilim. Belli bir çevrede yaşayan organizmaların hem diğer canlılarla hem de fiziksel çevreleriyle ilişkilerini inceleyen disiplin. Özellikle sanayileşme sürecinin kaçınılmaz sonucu sayılması gereken zehirli atıklarla çevre kirlenmesinin doğal dengeyi ciddi boyutlarda tehdit eder hale gelmesiyle ekoloji de günden güne alanı genişleyen ve önem kazanan disiplinler arasına girmiştir. Bu çerçevede, nüfus ve habitat arasındaki ilişkileri inceleyen ekoloji dalına nüfus ekolojisi; siyasal sistemlerin çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen ekoloji dalına siyasal ekoloji; örgütlerin çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen disipline örgütsel ekolojisi; belli bir insan topluluğunu ve o toplulukla habitat arasındaki ilişkiyi inceleyen disipline insan ekolojisi; ekonomik sistemi etkileyen sosyal faktörleri inceleyen disipline ekonomik ekoloji; toplumların çevrelerine uyum süreçlerini inceleyen disipline ise kültürel ekoloji denir.
  • ekolojik ayak izi
    İnsanın gezegendeki ekosistemler üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılan; mevcut teknolojiyle bir insan topluluğunun tükettiği kaynakları üretmek ve yarattığı atıkları bertaraf etmek için gereken verimli toprak ile su alanlarını ifade eden sürdürülebilirlik göstergesi.
  • ekolojik rekabet
    Kıt olan ve giderek daha da kıt hale gelen doğal ortamın paylaşımında birey veya sosyal gruplar arasındaki pay kapma yarışı. bkz. rekabet, ekoloji.
  • ekonometri
    1. İktisadın, istatistiksel ve matematiksel veriler ve yöntemler kullanarak iktisadi ilişkileri açıklamaya çalışan alt disiplini. 2. İktisat teorilerini matematiksel ilişkiler şeklinde formüle ederek, istatistiksel yöntemler kullanmak suretiyle söz konusu teorilerin geçerliliğini irdeleyen iktisat dalı.
  • ekonomi
    1. İçiçe geçmiş üretim ve tüketim faaliyetleri 2. Bir ülkenin sahip olduğu toprak, madenler vb. gibi doğal kaynaklar, yetişmiş insan gücü gibi beşeri kaynaklar, üretim araçları ve beslenme, barınma, ulaşım, mübadele gibi vazgeçilmez ihtiyaçların giderilmesinde kullanılan fiziksel ve sosyal kaynaklar ile iktisadi hayatın organizasyonunu sağlayan üretici veya yönetici tüm birimlerin toplamından oluşan bütün. bkz. iktisat, kayıt dışı ekonomi, yasadışı ekonomi, ev içi ekonomi, ulusal ekonomi.
  • ekonomi bilimi
    bkz. iktisat.
  • ekonomi politik
  • ekonomi teorisi
    İktisat kuramı. İktisadi olguların bilimsel çözümlemesini yapan, mantıksal bir sistem olarak birleştirilmiş soyut kavramsal bütün. İktisadi hayatı değişik boyutlarıyla tahlil edip iktisadi ilişkiler arasındaki düzenlilik ve süreklilikleri tespit etmeye çalışan teori.
  • ekonomik ambargo
    bkz. ambargo.
  • ekonomik analiz
    İktisadi çözümleme. Ekonomik olayları oluşturan unsurlar veya ekonomik faaliyetleri yönlendiren faktörler ile bunları etkileyen nedenler ve söz konusu faktörler arasındaki karşılıklı ilişkilerin belirlenmesi, sistemleştirilmesi ve belirli sonuçlara ulaşılması amacıyla yapılan çözümleme.
  • ekonomik baskı
    1. Emeğini satarak hayatını kazanan veya gelir bakımından başka insanlara bağımlı olan insanların, gelirini kaybetmek, aç veya işsiz bırakılmakla tehdit edilerek daha düşük ücretle çalışmaya, yahut bazı düşünce ve davranış kalıplarını benimsemeye zorlanmaları. 2. Ekonomik faaliyetlerde ve iktisadi hayatın yönlendirilmesinde etkili olan çevrelerin, kendi istek ve çıkarları doğrultusunda kararların alınmasını sağlamaya yönelik olarak, siyasal karar alıcılar üzerinde mali-parasal araçlarla yaptıkları baskı.
  • ekonomik belirlenimcilik
  • ekonomik bireycilik
  • ekonomik bunalım