• düş
    Rüya. Uykuda kişinin irade ve bilincinden bağımsız olarak yaşadığı ruhsal durum.
  • düş analizi
    1. Rüya tabiri; düşün yorumlanması. 2. Kişinin duygusal veya ruhsal problemlerinin nedenlerini anlamak için gördüğü düşlerin içerik çözümlemesine tabi tutulması. Bu yöntem aynı zamanda psikanalizde bir tedavi yöntemi olarak da kullanılmaktadır.
  • düşlem
    bkz. fantezi.
  • düşük beceri tuzağı
    Süre olarak sınırlı ve düşük kaliteli eğitim alan, sağlık sorunları yüzünden de mevcut becerilerini yeterince geliştiremeyen yoksulların, daha iyi olanaklarından da yoksun kalmaları sonucu yoksulluk döngüsünü kıramamaları. bkz. yoksulluk döngüsü.
  • düşük mallar
    Aşağı mallar. Fakir malları. Gelir düzeyi yükselirken, tüketim talepleri azalan mallar. Düşük malların taleplerinin gelir esnekliği negatiftir; gelir yükselirken talepleri düşer. Örn. Düşük gelir düzeyinde çok patates tüketen birisinin, gelir düzeyi yükseldikçe patates yerine et vb. daha pahalı besin maddelerini ikame etmesi nedeniyle patates talebinin düşmesi, patatesin bir aşağı mal olduğunu gösterir. Görece daha ucuz olduğu için dar gelirli aileler tarafından tercih edilen, ancak uzun süre kuyrukta bekleme pahasına alınabildiği için, gelir düzeyi yükseldikçe normal ekmekle ikame edilen halk ekmeğinin bir düşük mal olduğu söylenebilir.
  • düşük temsil
    Uygulanan seçim sistemlerine bağlı olarak, genellikle küçük partilerin, aldıkları oy oranından daha az oranda parlamentoda sandalye kazanması. bkz. aşırı temsil.
  • düşülke
    bkz. ütopya.
  • düşünbilim
    bkz. felsefe.
  • düşünce
    1. Sözlü veya yazılı olarak başka öznelere de aktarılabilme, devredilebilme veya iletilebilme özelliğine sahip zihinsel ürün. 2. Düşünme ediminin içeriği; düşünenin, düşünüleni, kendisi aracılığıyla düşünebildiği şey; düşünen öznenin düşünülen nesne hakkında ürettiği şey.
  • düşünce deneyi
    Gerçekte deney yapılamayacak ama zihinde tasarlanabilen durumlar için, eldeki olgusal durumlar ve onlarla ilgili mantıksal ilişkiler çerçevesinde olası sonuçları tahmin ederek yapılan akıl yürütme yöntemi.
  • düşünce özgürlüğü
  • düşünme
    İnsanı diğer canlılardan ayıran, gerçekliği kavrayıp kavramsallaştırabilmesini ve eşyanın hakikatini anlamasını sağlayan yeti. Düşünme yetisinin, insanı öteki yaratıklardan ayırdığı ve onu üstün kıldığı genel kabul görmekle birlikte, bu yetinin sadece beynin bir fonksiyonu olup olmadığı tartışmalıdır.
  • düşünümsellik
    Bütün insanların kendilerinin ve başkalarının eylemlerinin sonuçlarını düşünmeleri ve elde ettikleri yeni bilgilere göre tepki vermeleri.
  • düşünyapı
    bkz. ideoloji.
  • duyarsızlaştırma
    1. Bireylerin baskı, kültürel asimilasyon veya kitle iletişim araçları yoluyla, davranış, ilişki ve değerlerle olan bağlantılarının koparılması yahut zayıflatılması. 2. Kişinin şiddetli kaygı duyduğu durumlarda rahatlatılması için kullanılan ve duygusal tepkiyi ortaya çıkaran durumlarla kişiyi tekrar tekrar karşı karşıya getirerek, söz konusu tepkinin zayıflatılması temeline dayanan psikoterapi yöntemi.
  • duygu
    His. Mutluluk, sıkıntı, tiksinti, üzüntü, sevinç gibi kısa süreli ruhsal durum.
  • duygu sosyolojisi
    Utanç, nefret, gurur, korku ve merak gibi duyguların toplumsal kurum ve kuralların işleyişinde ne tür bir fonksiyon gördüğünü, bir sosyal sistemin bu tür duyguları nasıl dönüştürdüğünü ve kalıplaştırdığını inceleyen sosyoloji dalı.
  • duygudaşlık
    Başka bir kişiyle benzer duyguları paylaşma, aynı duygusal durumlarda benzer tepkiler verme.
  • duygudurum
    Sevinçli, üzüntülü, durgun ya da coşkulu bir tepki vermeye dönük kişisel uygunluk durumu.
  • duygusal emek
    1. Bir hizmet üreticisinin karşısındakinin mutluluğunu artırmak amacıyla, yaptığı işi severek ve isteyerek yaptığını hissettirmeye dönük gayret ve çabaları. 2. Özellikle kadınların çalıştığı hizmet sektöründe giderek yaygınlaşan, hizmetin niteliği gereği duyguların da işin bir parçası haline geldiği pazarlamacılık, öğretmenlik, sunuculuk, garsonluk, hosteslik gibi mesleklerde görülen duyguları kazanca dönüştüren emek türü. bkz. emek.