• dönemsel işsizlik
    bkz. mevsimsel işsizlik.
  • dönemsellik varsayımı
    İşletmelerin sınırsız olduğu varsayılan yaşam sürelerinin sınırlı uzunlukta belirli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden ayrı olarak belirlenmesini ifade eden kavram. Buna göre bir işletmenin faaliyet sonuçları, ilgili olduğu dönemde değerlendirilir. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi ile, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması, dönemsellik varsayımı sayesinde mümkün olur.
  • döner akreditif
    bkz. akreditif.
  • döner sermaye
    1. Üretken sermayenin, bir üretim dönemi içinde tamamen sarf edilen ve üretilen mallar satıldığı zaman para olarak geriye dönen kısmı. 2. Günlük giderleri karşılamak üzere kasada bulundurulan nakit veya nakde çevrilebilir değerler. 3. İşletmede geçici bir süre için kalan, üretim faaliyeti sonucunda şekil değiştiren, veya işletmenin faaliyeti dolayısıyla satılarak elden çıkarılan değerler.
  • döngüsel nedensellik
    Sebebin sonuç, sonucun da sebep ile iç içe geçtiği nedensel ilişkiler. Örn. Fakirliğin eğitimsizliğe, eğitimsizliğin de fakirliğe yol açması.
  • döngüsel tarih anlayışı
  • döngüsel yaklaşım
  • dönmelik
    Mensubu olduğu bir din, ideoloji veya siyasal görüşü kendi isteği ile tümüyle terk etme veya ona alternatif olan başka bir din, ideoloji veya siyasal görüşü benimseme.
  • donuk diplomasi
    Üretken olmayacak, işlemeyecek veya etkin olmayacak bir biçimde yürütülen diplomatik faaliyetler.
  • dönülebilir akreditif
    bkz. akreditif.
  • dönülemez akreditif
    bkz. akreditif.
  • döviz
    1. Uluslararası parasal ilişkilerde her ülke parasına, diğer ülkelerin paralarına izafeten verilen ad. Belirli bir ülkeye göre yabancı ülke paralarının ortak adı. Yabancı para. 2. Bir ülkenin uluslararası ticari ilişkilerde, borç vb. ödemelerinde gereksinim duyduğu, başka ülkelerce kabul edilebilecek yabancı para, yahut yabancı para üzerinden düzenlenmiş kıymetli evrak ve senetler.
  • döviz arbitrajı
    bkz. arbitraj.
  • döviz kuru
    1. Bir ülke parasının başka bir ülke parası cinsinden değeri. 2. Bir ülke parasının bir birimini satın alabilmek için diğer bir ülke parasından kaç birim verilmesi gerektiğini ifade eden terim. Merkez Bankasının ilan ettiği veya döviz satan kurumların işlem yaptığı kura nominal döviz kuru; ülkeler arasındaki enflasyon farkı dikkate alınarak hesaplanan kura ise reel döviz kuru denir.
  • Drago doktrini
    Bir devletin, başka bir devletin sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlarının alacaklarını alamamaları durumunda, onların maddi çıkarlarını korumak veya kendi ülkesinde yaşayan başka uyruklu insanların kamu borçlarını tahsil etmek amacıyla, hukuken diğer bir ülkeye müdahale hakkının olmadığını ileri süren doktrin. (L.M. Drago)
  • DTÖ
    Dünya ticaretinin serbestleştirilmesi çabalarını koordine etmek amacıyla, GATT'ın yerini almak üzere 1994 yılında kurulup 1995 yılı başından itibaren faaliyete geçmiş olan, Cenevre merkezli örgüt. 2019 yılı itibariyle 155 ülkenin üye olduğu, 30 ülkenin de üyelik görüşmelerinin devam ettiği DTÖ, Uruguay Turu sonunda imzalanan çok taraflı serbest ticaret anlaşmalarının takipçisi, uluslararası ticaretin yönünün belirlendiği bir forum, üye ülkelerin dış ticaretle ilgili olarak karşılaştıkları sorunları tek taraflı önlemlere başvurmadan çözmeye çalışan bir organ ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası çok taraflı ticaret sistemiyle bütünleşmesine aracılık eden bir kurumdur.
  • dual ekonomi
    1. Birden çok üretim tarzına ait özellikleri içeren yapı ve ilişkilere sahip toplumsal formasyon. 2. Her birinin değişik toplumsal ve birbirinden kısmen bağımsız tarihsel süreçleri, kendilerine özgü iç dinamikleri ve kurumları olan iki ayrı sektörün, içinde birlikte varlığını sürdürebildiği ekonomik sistem. Genellikle geleneksel ve modern sektörlerin bir arada bulundukları toplumsal formasyonlar için kullanılır.
  • düalizm
    İkicilik. İnanç-bilgi, ruh-beden, zihin-madde, maddi-manevi gibi son tahlilde birbirine indirgenemeyen, dolayısıyla da birbirinden türetilemeyen ya da birbiriyle açıklanamayan iki ayrı özün veya iki nihai prensibin her şeyin temelini oluşturduğunu savunan felsefi görüş. Varoluşu ikilemler halinde anlama ve anlamlandırma temeline dayalı yaklaşım.
  • Duhem-Quine tezi
    Belirli bir teorinin veya hipotezin sınanması sırasındaki çoklu etkileşimin, sınama sonucunun yorumunu kesinlikten uzaklaştırması. Buna göre, bir ana hipotez sınanırken onunla beraber bir çok yan hipotez de sınanmaktadır. Sınama sonuçlarının teoriye yahut beklentiye aykırı çıkması, sınanan ana hipotezden kaynaklanabileceği gibi deneyi düzenleyenin sınamayı düşünmediği diğer hipotez veya varsayımların yanlışlığından da kaynaklanıyor olabilir. Böyle bir durumda herhangi bir sınamanın ortaya çıkardığı sonucu kesin olarak yorumlama imkânsız hale gelebilir.
  • Dunbar sayısı
    Robin Dunbar tarafından ileri sürülen ve istikrarlı (etkili) büyük ölçekli bir sosyal grubun yaklaşık 150 üyeden oluştuğunu ileri süren tez. Buna göre insan toplulukları ve arkadaş grupları içinde istikrar gösteren sosyal gruplarda üye sayısının yaklaşık 150 civarında olmasının sebebi, grup oluşturmanın seçiciliğidir. Bu nedenle çoğunlukla bu sayının üstünde gruba yeni birileri girdiğinde gruptaki en zayıf halkanın yerini alırlar. Bu kısıt da insanlar arası iletişimi sağlayan beynin korteks yapısından kaynaklanır.