• bona fide
    Uluslararası ilişkilerde, özellikle de uluslararası anlaşmaların sağlıklı yorumlanmasında önem taşıyan, sözlük anlamı iyi niyetle olan Latince terim.
  • Bonapartizm
    1. Meşruluğunu örgütlenmemiş toplumsal kesimlerden, örneğin köylülerden aldığını iddia ederek, örgütlü sosyal sınıf ve baskı gruplarından görece bağımsız bir politika izleyen, çoğunlukla geçici nitelikteki yönetim biçimi. 2. Sınıflar yahut partiler üstü bir görüntü altında belli bir sınıfın çıkarını gözeten diktatörlük yönetimi. 3. Marksist devrim stratejisinde, ordunun da yardımıyla sosyalist parti tarafından kapitalist rejimin ortadan kaldırılmasıyla, iktidarın proletaryaya fiilen devredilmesi arasındaki dönem. (V.I. Lenin)
  • borç bağımlılığı esareti
    Düzenli gelir ve teminat verme imkanı olmadığı için banka ve diğer resmi kurumlardan borç alamayan, alabilse de daha yüksek risk primi ödeyen yoksulların, formalitesiz ama yüksek faizle borç veren tefecilerin eline düşmeleri nedeniyle, borç aldıkları için ekonomik durumlarının düzelme yerine kötüleşmesi ve hatta zamanla borçlarının hiç ödenemeyecek şekilde katlanarak büyümesi sonucu, ömür boyu düşük gelir düzeyi ile başkalarının emrinde çalışmak zorunda kalmaları. bkz. yoksulluk döngüsü.
  • borç köleliği
    Zengin çiftçilerin fakir köylülere nakit olarak verdikleri büyük ölçekli bir borcun, borç alan kişi veya çocukları tarafından uzun zamana yayılarak ödenmesi, bazen borcun tamamının hiç ödenememesi sonucu ortaya çıkan bağımlılık durumu. bkz. borç kölesi tuzağı.
  • borçlanma oranı
    bkz. rasyo.
  • borsa
    Çeşitli mal, hizmet veya menkul kıymetlerin alınıp satıldığı yahut fiyatlarının belirlendiği, alım-satım konusu olan mal veya menkul kıymetlerin fiziksel olarak ortada bulunmalarının zorunlu olmadığı pazar. Ticaret malının açık artırma yöntemiyle alınıp satıldığı borsaya ticaret borsası; hisse senedi, tahvil, altın, döviz vb. menkul kıymetlerin alınıp satıldığı borsaya menkul kıymetler borsası; sigorta, taşımacılık vb. hizmetlerin fiyatlarının belirlendiği yerlere de hizmet borsası denir.
  • borsa rayici
  • boş zaman paradoksu
    İşgücü piyasasında, normal şartlarda insanlara daha çok ücret verildiğinde daha çok çalıştıkları temel kuralına aykırı biçimde, belirli bir ücret düzeyinden sonra ücreti daha da artırılan kişinin, daha fazla değil, -ailesine ve hobilerine daha çok zaman ayırmak amacıyla- daha az süre çalışmak istemesi.
  • boş zihin
  • boşanma
    Yasal ve meşru bir şekilde karşılıklı akitleşme ile oluşturulan evlilik ilişkisinin, taraflardan her ikisi de sağken yine yasal yollarla sona erdirilmesi.
  • boşunalık tezi
    A.O. Hirschman tarafından geliştirilen ve değişime karşı çıkanların söylemlerini kategorize eden üç tezden biri. Bu teze göre, toplumun dönüşümüne yönelik olarak yapılan girişimler, önceleri amaçlanan sonuca ulaştıracakları izlenimi verseler de, sonuçta hiçbir işe yarmazlar. Örn. Devletin ekonomiye müdahalesi uzun dönemde hiçbir işe yaramaz, etkinsizdir. Demokratik reformlar yönetici elitin niteliğini değil, sadece biçimini değiştirir. bkz. aksi tesir tezi, tehlikeye atma tezi.
  • boy
    bkz. aşiret.
  • boykot
    1. Ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı bir ülkenin başka ülkelerle olan ilişkilerini kesmesi; işbirliğine yanaşmaması veya siyasal, kültürel ya da sportif bir organizasyonda yer almayı reddetmesi. 2. Bir ekonomik ve siyasal mücadele yöntemi olarak herhangi bir haktan yararlanmayı, birisinin hizmetinde çalışmayı, bir kuruluşa katılmayı protesto amacıyla kişi, kurum ya da devletle olan ilişkiyi kısmen veya tamamen kesme.
  • boyun eğme
    1. Kişinin altta kalmak ve ezilmek pahasına her şeye tahammül etmesi; kendisine dayatılan her seçeneği kabullenir tarzda edilgen bir tavır sergilemesi. 2. İnsanın konulmuş kurallara titizlikle riayet edip, o kuralların da insanlar tarafından konulduğunu, dolayısıyla değiştirilebileceğini aklından bile geçirmeyecek denli itaatkâr davranması, teslimiyet.
  • Brejnev doktrini
    Sertlik yanlısı Sovyet liderlerinden L. Brejnev’in adıyla anılan, sosyalist bloğa dahil ülkelerden herhangi birinde rejimi tehlikeye düşürecek bağımsızlık hareketlerine göz yumulmaması gerektiğini, ayrıca herhangi bir ülkeye sosyalist rejimin yerleştirilebilmesi için diğer sosyalist ülkelerin müdahale hakkı bulunduğunu savunan doktrin. 1965 Macaristan, 1968 Çekoslovakya ve 1979 Afganistan müdahaleleri bu doktrin çerçevesinde gerçekleştirilmiş müdahaleler olarak değerlendirilmektedir.
  • Bretton Woods Konferansları
    1944’te Bretton Woods’ta (ABD) yapılan, II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası parasal ilişkiler ve ödeme sorunlarının görüşülüp çözüm önerilerinin tartışıldığı ve sonuçta Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası'nın (IBRD/WB) kurulmasının kararlaştırıldığı konferanslar dizisi.
  • Bretton Woods Sistemi
    Dünya ticaretinin yapay sınırlamalardan arındırılarak ülkelerarası dış ticaretin serbestleştirilmesi, ikili anlaşmalar yerine çok taraflı ticarete geçilmesi, dış ödeme güçlüklerinin giderilmesi gibi ilkeler çerçevesinde Bretton Woods Konferansları sonucunda oluşturulan uluslararası parasal sistem. Sistemin temel kurumları IMF ve IBRD (Dünya Bankası) olarak ortaya çıkarken; uluslararası parasal ilişkilerde dolar dışındaki paraların dolara, doların ise altına endekslendiği sabit döviz kuru sistemi benimsenmiş; söz konusu sistem petrol şoklarının yaşandığı 1970’li yıllara kadar devam etmiştir.
  • buhran
    bkz. bunalım.
  • bulyonizm
  • bunalım
    Buhran. Kriz. Beklenmedik bir sosyal, ekonomik veya psikolojik gelişme karşısında normal ilişkilerin ciddi olarak sarsılması, karşılaşılan sorunun halledilmesi için mevcut çözüm yollarının yetersiz kalması sonucu ortaya çıkan ve çaresizlikle iç içe gelişen gerilim durumu.