• bilinçdışı güdülenme
    1. Kişinin varlığını farketmediği fakat davranışlarına bakılarak çıkarsanabilen güdülenme biçimi. 2. Bilincinde olmadan, gayri ihtiyari olarak bir eylemde bulunmaya yönelme.
  • bilinemezcilik
    Agnostisizm. Metafiziğin alanına giren ve varoluşun niteliğine ilişkin temel soruların cevaplarının bilinemezliğini; ayrıca herkesin kabul ettiği ve aynı anlamı yükleyip aynı değeri verdiği türden bir bilgi elde etmenin mümkün olmadığını savunan görüş.
  • biliş
    Algılama, anlama, tanıma, hatırlama, yargılama, soyutlama gibi bilmeye, öğrenmeye, gerçeği değerlendirmeye yarayan yetiler bütünü.
  • bilişcilik
    İnsan davranışlarının çoğunun insanın nasıl düşündüğünün ortaya konulması ile anlaşılabileceğini savunan görüş.
  • bilişim teknolojisi
    Bilgi üretmeyi, işlemeyi, iletmeyi veya depolamayı kolaylaştıran bilgisayar, akıllı telefon ve benzeri iletişim araçları alanında ortaya çıkan araç, gereç, cihaz, yol ve yöntemler.
  • bilişsel
    Zihnin bilgi üretme, saklama, aktarma ve dönüştürme nitelikleriyle ilgi olan.
  • bilişsel bilimler
    Epistemoloji, psikoloji, antropoloji ve matematik gibi insan zihninin işleyişini konu edinen bilim dallarının ortak adı.
  • bilişsel gelişme teorisi
    J. Piaget tarafından geliştirilen ve çocuktaki bilişsel gelişimi belirli yaş aralıklarına göre aşamalı olarak inceleyen kuram. Buna göre, doğumu ile iki yaşı arasındaki birinci aşamada çocuk, tüm dış dünyanın kendi etkinlikleri sonucu var olduğunu sanır ve bu yüzden gücü yettiği her şeyi hareket ettirip sonucunu görmek ister. Altı aydan sonra yavaş yavaş dış dünyanın kendi ürünü olmadığını kavramaya başlar. 2 ile 7 yaş arası olan ikinci aşamada bu süreç gelişir ve çocuk nesneleri onlara ait semboller yoluyla tanımaya, dil nosyonunu geliştirmeye başlar. 7 ile 11 yaşları arasındaki üçüncü dönemde çocuk, sınıflama, kategorize etme ve mantıklı düşünmeye başlar. Bilişsel gelişmenin 12 yaşından başlayan ve ömür boyu sürecek olan bu dördüncü aşamasında ise çocuk, kurgusal düşünmeyi, zihinsel manipülasyon yapmayı, zihninde soyut ilişkiler geliştirmeyi öğrenir. Bütün hayatı boyunca bu aşamada derinleşir.
  • bilişsel psikoloji
    İnsan davranışlarının ortaya çıkmasına yol açan ancak ilk anda belirgin olarak fark edilmeyen bilişsel süreçleri konu edinen psikoloji dalı.
  • bilişsel sosyoloji
    İnsan davranışlarını normatif kurallara ve zihinsel süreçlerin sonucu oluşan düzenliliklerle birlikte ele almaya ve açıklamaya çalışan sosyoloji dalı.
  • bilişsel tutarlılık
    Bilişsel süreçlerin birbiriyle çelişmeden işlemesi.
  • bilişsel uyumsuzluk
    1. İki farklı bilişsel sürecin birbirine zıt sonuçlar ortaya koymasının meydana getirdiği gerilim. 2. İnsanın inanç, tutum veya eylemleri arasındaki uyumsuzluğun fark edilmesinin yarattığı gerginlik veya huzursuzluk. Genelde bilişsel uyumsuzluğun giderilmesinde davranışların değil düşünme tarzının değiştirilmesi yoluna gidildiği söylenir. Düşündüğü gibi yaşamayan yaşadığı gibi düşünmeye başlar.
  • bilişsel yanılgı
    Kategorik olarak insanın biliş faaliyetlerinde gayri iradi olarak ortaya çıkan yaygın ve sistematik hata. bkz. olumlu yanılgılar.
  • binyılcılık
    1. Bin yıllık bir barış ve selamet devrine inanış. 2. İnsanlık tarihinde tamamlanmakta olan bin yılın önemli dönüşümlere yol açacağı inancına dayalı olarak ileri sürülen değişim ve dönüşüm senaryolarının genel adı. Binyılcılık, özellikle mevcut toplumsal düzenden hoşnut olmayanların, çoğunlukla da dini gerekçelerle yeni bin yılda her şeyin kökten değişeceği umudunu içerir.
  • biometri
    Biyoloji biliminin kapsamında yer alan problemlerin çözümünde matematik veya istatistiksel yöntemler kullanan biyoloji alt dalı.
  • bireşim
  • birey
    Fert. Toplumları oluşturan ve içinde yaşadığı ilişkilerle anlam kazansa da onlardan bağımsız, kendi başına bir varlığı ve kimliği olan insan.
  • bireycilik
    Bireyin ve bireysel olanın dışında kalan hiç bir şeye üstünlük tanımayan; son tahlilde bütün etkinlikleri, hatta gelmiş geçmiş bütün uygarlıkları sadece insan unsuruna indirgeyen yaklaşım. Bu çerçevede, kendi çıkarlarını savunan bireylerin özgürce mücadele edebilecekleri bir ortamın; verimli, üretken, istikrarlı ve kendi kendini ayarlayabilen bir ekonomik sistemin yahut sosyal düzenin ön şartı olarak görülmesi anlayışına ekonomik bireycilik; bireylerin rasyonel karar verme yeteneğine sahip, kendi tercihlerini kendileri yapan birer vatandaş olarak siyasal sürecin merkezine yerleştirilmesi anlayışına siyasal bireycilik; insanın değerin kaynağı ve değer yargı sisteminin yaratıcısı olarak görülüp ahlaki değerlerin merkezine yerleştirilmesi anlayışına da ahlâkî bireycilik denir.
  • bireysel ekonomik denge
    Neoklasik iktisadi analizde, bireyin ihtiyaçlarının tatmininde kendi sınırlı kaynaklarını, onlardan maksimum fayda elde edecek biçimde kullanmasıyla ulaştığı denge durumu.
  • bireysel öğrenme
    İnsanın diğer insanların yardımı veya katkısı olmadan sadece kendi kabiliyetlerini kullanarak ve doğal çevresiyle etkileşim yoluyla bilgi edinmesi. bkz. sosyal öğrenme.