• x-etkinliği
    Bir ekonomide kaynak tahsisinin sağladığı etkinliğin yanı sıra yönetici ve diğer çalışanların motive edilmesiyle ulaşılabilecek etkinlik (H. Leibnestein). bkz. x-etkinsizliği, iktisadi etkinlik, teknik etkinlik, tahsis etkinliği.
  • x-etkinsizliği
    İşgücü ve yöne­time yeterli seviyede motivasyon verilememesi sonucu üretimin mümkün olan en yüksek düzeyin altında gerçekleşmesi. bkz. x-etkinliği, iktisadi etkinlik, teknik etkinlik, tahsis etkinliği.
  • X-kuşağı
    II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan “bebek patlaması” kuşağının ardından gelen, 1960’lar ve 1970’lerde (daha özelde 1965-1979 arasında) doğanlar kuşağı. X-kuşağı genellikle teknoloji ve bilgi ile barışık, esnek, girişimci, kendine güvenen, bağımsızlığına düşkün ve amaç odaklı bireylerden oluşur. bkz. Y-kuşağı, Z-kuşağı.
  • Y-kuşağı
    X-kuşağının ardından gelen, 1980’ler ve 1990’larda doğan bireylerden oluşan, 1980-2000 kuşağı. Özgürlüğüne düşkün, marjinal, teknoloji hayranı, dijital medyanın cazibesiyle büyüyen ve genellikle otoriteye karşı duruşuyla öne çıkan kuşak. Günün neredeyse üçte ikisini medya ve iletişim teknolojileri kullanarak geçiren, rahatına düşkün, çabuk vazgeçen, iyi eğitimli, kolay adapte olabilen gençlerin oluşturduğu nesil. bkz. X-kuşağı, Z-kuşağı.
  • yabancı kaynaklar
    bkz. pasifler.
  • yabancı korkusu
    Dil, din, kültür veya etnik köken olarak yabancı görülenlerden aşırı biçimde korkma ve nefret etme.
  • yabancılaşma
    1. Alinasyon. Kişinin içinde yaşadığı topluma, kültürel değerlere ve rol dağılımına karşı ilgisinin kaybolması, değer ve normları anlamsız görmesi, kendisini güçsüz ve yalnız hissetmesi durumu. bkz. anomi. 2. İnsanın taşıdığı amaçlar ve benimsediği ilkelerle çelişir bir konum ve ilişkiler ağı içerisine düşmesi. Büyük ölçekli işletmelerde, üretim sürecindeki işbölümünün bir sonucu olarak, üretimi gerçekleştiren emek sahibinin, ürün üzerindeki denetimini kaybetmesine emeğin yabancılaşması; bir toplumun içsel veya dışsal dinamiklerle tarih mirası ve kültür değerlerine yabancı hale gelmesine kültürel yabancılaşma; bir toplumun aydın kesiminin, içinde yaşadığı topluma ait değerleri reddederek yahut hafife alarak farklı bir toplumun değerlerini benimsemesi sonucu, halk kitleleri ile aydınlar arasında kopukluk veya ikilik oluşmasına da aydın yabancılaşması denir.
  • yabanilik
  • yadsıma
  • Yahudi düşmanlığı
    bkz. antisemitizm.
  • Yahudilik
    bkz. Musevilik.
  • yakınsak süreçler
    Farklı noktalardan yola çıktıkları, ya da farklı merkezlerden kaynaklandıkları halde, taşıdıkları benzer özellikler yahut kullandıkları ortak yöntemler nedeniyle, çeşitli aşamalardan geçtikçe ortak bir noktaya, belirli bir merkeze doğru yönelen, birbirine yakınlaşan süreçler.
  • yaklaşım
    Bir olayı, bir problemi veya konuyu, benzerlerinden temel noktalarda farklılıklar gösteren, ancak kendi içinde tutarlılık arz eden ele alış, değerlendiriş, anlamlandırış ve yorumlayış biçimi.
  • yaklaşma-kaçınma çatışması
    Birey için aynı hedefin hem çekici, hem de itici olmasından kaynaklanan çatışmayı ifade eden psikoloji terimi.
  • yaklaşma-yaklaşma çatışması
    Kişinin, aynı anda doyumunun sağlanması müm­kün olmayan iki farklı hedefe yaklaşmak için güdülenmesinden doğan çatışmayı ifade eden psikoloji terimi.
  • yalanlama
    bkz. inkar.
  • yanaşmacılık
    Yoğun minnet veya sadakat duygusuyla, çalışanların, görev yaptıkları kurum yerine, hiyerarşide kendi üstünde bulunanlara hizmet etmesi. bkz. kayırıcılık.
  • yandaşlık
    Sosyal veya siyasal bir grubu, haklı veya doğru olup olmadığına bakmaksızın söz, tutum yahut davranışları ile kayıtsız şartsız destekleme biçiminde ortaya çıkan taraftarlık. bkz. kayırıcılık.
  • yanılabilircilik
    Hiç bir bilimsel yöntemin yanılmaz, nihai doğru bilgi sağlamaya muktedir olmadığını, tüm bilgilerin az veya çok bir yanlış olma ihtimali taşıdıklarını, bu nedenle ne doğal bilimlerde ne de sosyal bilimlerde hiç bir şekilde yanlışlanamayacak bir bilgiye ulaşmanın mantıksal olarak imkansızlığını savunan yaklaşım. Buna göre, tüm doğru bilgiler bu günlük doğrudurlar, yarın onları yanlışlayacak başka bilgilere ulaşmayacağımızın mantıksal hiç bir garantisi yoktur. bkz. yanlışlamacılık, doğrulamacılık, yeni doğrulamacılık, yöntembilimsel yanlışlamacılık
  • yanılabilirlik
    İnsan bilgisinin mutlak doğru ya da yanlış konusunda kesin yargılara varma yeteneğinden yoksun olması, doğru bilinen bütün bilgilerin yanlışlığının ortaya konma ihtimalinin daima mümkün olması.