- toplumCemiyet. Gessellschaft. Belirli bir coğrafi bölge üzerinde temel ihtiyaçlarını karşılamak için örgütlenmiş, aralarındaki etkileşim ve iletişimi düzenleyen kuralları ve kurumsal ilişkileri olan, benzerlerinden görece de olsa farklı özellikler taşıyan, hem biyolojik hem de kültürel olarak kendisini yeniden üretecek mekanizmalara sahip, görece büyük insan topluluğu. bkz. cemaat, grup.
- toplum mühendisliğibkz. sosyal mühendislik.
- toplum sözleşmesiToplumsal sözleşme. Sosyal mukavele. 1. Bir toplumda yaşayan fertlerin birbirlerine, sosyal ilişkilerin başlaması ve devam etmesi için karşılıklı olarak verdikleri söz. Bu söz önce ortak tavır ve değerleri, sonra da bunlara uygun rolleri meydana getirir. 2. Sosyal bir varlık olarak insanın başkalarıyla bir arada yaşamasının zorunluluğundan hareketle, toplumdaki bireylerin birbirlerine katlanma, karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve işbölümü ilkelerine dayalı olarak, söz konusu bireyler arasında gayri ihtiyari biçimde oluşan anlaşma.
- toplumbilimbkz. sosyoloji.
- toplumdan soyutlanmaBireyin toplumun saygın bir üyesi haline gelmesini sağlayacak süreçlerden uzaklaştırılması, toplum içinde yaşayabilmesi için gerekli özellik ve yetenekleri elde etmesinin önlenmesi ya da bundan yoksun bırakılması. bkz. sosyalleşme.
- toplumsal bütünleşmesosyal entegrasyon. Birden fazla toplumun, yahut toplumsal alt grupların, belirli amaçların gerçekleştirilebilmesi yolunda, önceki özellik ve kimliklerini terk ederek yeni ve ortak bir kimlikte buluşmaları.
- toplumsal cinsiyetCinsiyet rollerinin kültürel olarak ayrıştırılması. Kadın ve erkek arasındaki farklılığın biyolojik unsurların yanında toplumsal ve kültürel olarak oluşturulan yönü; kadın ve erkeğe toplumsal ve kültürel olarak yüklenen cinsiyet rolleri.bkz. cinsiyet.
- toplumsal cinsiyet rolüBelirli bir kültür içinde oluşan ve kadın veya erkeklere özgü olarak tanımlanan ve sadece biyolojik farklılık ile açıklanamayan tutum ve davranışlar. bkz. toplumsal cinsiyet.
- toplumsal cinsiyet sosyolojisi
- toplumsal elitizmAkıl ve Toplum adlı ünlü eserinde azınlığın iktidarını anlatmak için ''elit'' terimini icat etmiş olan Pareto'nun ortaya attığı, toplumun ''aslan'' ve ''tilki''nin hükümdarlıkları devresinden geçtiğini ileri süren kuram. Buna göre iktidarı zor kullanarak ele geçiren ''aslanlar'' tarafından kurulan toplum, daha sonra bürokratik ''tilkiler'' tarafından yönetilmeye başlanarak sakinleşir.
- toplumsal formasyonSosyal oluşum. Yeni Marksist düşüncede, ekonomik, politik, ideolojik ve teorik bir dizi farklı pratiğin oluşturduğu bütün. Toplumsal formasyon, üretim tarzı gibi bir soyutlamaya değil, egemen üretim tarzı tarafından denetlenen, birden çok üretim tarzının iç içe geçtiği somut yapılara karşılık kullanılır.
- toplumsal modernleşmebkz. modernleşme.
- toplumsal sermayebkz. sosyal sermaye.
- toplumsal sözleşmebkz. toplum sözleşmesi.
- toplumsallaşmabkz. sosyalleşme.
- toplumsallık-kişisellikbkz. kalıp değişkenler.
- toplumun bilimselleşmesiBir yandan insanı çevreleyen tüm bilgi alanlarının bilimsel bilgi çatısı altına sokulmaya çalışılması, diğer yandan da bilimsel bilginin giderek bütün toplumsal alanlara derinlemesine nüfuz etmesi.
- toplumun tıbbileşmesiDoğumdan ölüme kadar bireyin topluma katılmasının her önemli aşamasında neyin normal neyin patolojik olduğuna tıp bilimine atfen karar verilmesi.
- toprak ağasıbkz. ağa.
- toprak rantıbkz. rant.