• terörizm
    Siyasal bir amaç güderek sivillere karşı yasadışı şiddet kullanımı. Siyasal amaçlara ulaşmak için şiddeti bir araç olarak kullanma. Bireyler veya örgütlerin, siyasi bir hedef doğrultusunda, adını duyurmak, kamuoyunun dikkatini çekmek, korku salmak ve siyasi otoriteyi taviz vermeye zorlamak amacıyla başvurduğu her türlü silahlı veya silahsız tedhiş eylemi.
  • ters Haavelmo etkisi
    Vergi ve sosyal güvenlik katkılarının artırılması yoluyla finanse edilen kamu harcamalarının milli gelir üzerinde yaptığı negatif etki. Haavelmo etkisinin tersine vergi artırımı yoluyla finanse edilen kamu harcamaları milli gelir üzerinde uzun dönemde üretim kapasitesi düşeceği için harcama miktarı kadar azalmaya neden olur. bkz. Haavelmo etkisi.
  • ters seçim
    1. Diğeri adına görecek olan kişilerin yapılan sözleşmenin şartlarına uygun olarak çalışma yeteneğine sahip olup olmadıklarının tam olarak bilinememesi durumu. 2. Asimetrik bilginin olduğu iktisadi işlemlerde işlemin maliyetini artıracak alternatifin seçime konu olması. Örn. Sağlık sorunu olanların sağlık sigortası yaptırma eğiliminin yüksek olması.
  • ters seçim sorunu
    Bir iktisadi sözleşmenin, ilgili bilgileri edinmenin maliyetinin, söz konusu işlemin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu belirlemeyi zorlaştıracak kadar yüksek olması yüzünden, eksik ya da yanlış bilgi üzerine kurulması nedeniyle taraflardan birinin aleyhine olacak biçimde oluşması.
  • tersine bakım yasası
    Sosyal yardım kapsamındaki kaynakların yeniden dağıtımı söz konusu olduğunda, en çok ihtiyacı olanların en az, en az ihtiyacı olanların ise en çok pay aldığını ileri süren kuram. Buna göre toplumun en yoksul kesimleri, sadece ekonomik ve sosyal kaynaklardan değil, aynı zamanda refah devleti yardımlarından yararlanma yeteneklerinden de yoksun olmaları nedeniyle, genellikle fakirlikleriyle ters orantılı olarak yardım alırlar. bkz. Director-Stigler yasası.
  • tersine etnik merkezcilik
    Başka toplumlara göre içinde yaşayıp büyüdüğü kendi kültürünü ikincil veya aşağı görme biçiminde ortaya çıkan bir tür etnik merkezci yaklaşım. bkz. etnik merkezcilik.
  • teşebbüs
    bkz. girişim.
  • teşkilat
    bkz. örgüt.
  • test
    1. Sınav, imtihan. 2. Deneme. 3. Muayene. 4. Kontrol.
  • test etme
    bkz. sınama.
  • teyid yanlılığı
    bkz. onay yanlılığı.
  • tez
  • THE ifadeler
    Teorik, hipotetik, empirik ifadeler. Kuramsal, kurgusal ve deneyimsel önermeler. Bu ifadeler, açıklamalardır. Ancak bu açıklamalar bir yaşam biçimini sergileyen bir dilin temelleri değildirler. THE ifadeler için neden, niçin,.. şeklinde veya daha genel terimlerle açıklama sorusu sormak; teoriye göre, hipoteze göre, deneye göre gibi önekler kullanmak anlamlı; “inanıyorum ki” öneki veya “…inanmıyorum” soneki anlamsızdır. THE cümleleri ile bizim, en genel ifadesiyle şunu demek istediğimiz söylenebilir: Olaylar şunun şunun gibi olmaktadır veya olur. Bir THE ifadenin doğruluğu veya yanlışlığından söz etmek anlamsızdır. Buna karşılık THE ifadeler şu şu olaylarla karşılaştırmada uygundur veya değildir denebilir. Yani, THE ifadeler gerçeklikle karşılaştırmada birer benzeşim modelidirler. bkz. ifadelerin gruplandırılması.
  • Thomas teoremi
    1928 yılında William Isaac Thomas ile Dorothy Swaine Thomas tarafından ileri sürülen ve farklı algıları olan insanlar için aynı durumların farklı sonuçlar oluşturabileceğini, bir durumun gerçek olarak algılanmasının sonuçlarının o kişinin gerçeğine dönüşebileceğini ileri süren görüş. bkz. kendini gerçekleştiren kehanet.
  • ticaret
    Kâr amacıyla yapılan alım-satım. Bir malın üreticisinden nihaî tüketicisine ulaşıncaya kadar geçtiği her aşamada yapılan alış-veriş; malın kâr elde etme beklentisi ile el değiştirmesi işlemi.
  • ticaret borsası
    bkz. borsa.
  • ticaret kapitalizmi
    Ticari kapitalizm. Sermaye birikiminin daha çok ticari faaliyetlerden kaynaklandığı dönem. Avrupa’da kapitalistleşme sürecinin, bu sürecin başladığı 16. yüzyıl ile 18. yüzyılda gerçekleşen sanayi devrimi arasında kalan dönemdeki niteliği. Denizaşırı coğrafi keşifler ve ardından gelen sömürgecilik süreciyle paralel olarak gelişen, ticarete dayalı sermaye birikiminin ortaya çıkardığı kapitalizm. Merkantilist dönemin iktisadi yapılanmasını betimlediği için ticari kapitalizm dönemi ile merkantilist dönem birbirine ikame olarak kullanılmaktadır.
  • ticaret lisansı
    bkz. lisans.
  • ticaret sicili
    Ticaret mahkemelerinin bulunduğu belediye sınırları içinde faaliyet gösteren tacirler, ticari işletmeler ve bunlarla ilgili ticaret unvanı, sermaye miktarı, faaliyet merkezi,.. gibi bilgilerin kayıt ve tescil edildiği, herkesin yararlanabilmesine açık resmi kütük.
  • ticari defterler
    Ticari faaliyette bulunan her tacirin işletmenin ekonomik ya da mali durumunu, borç-alacak ilişkilerini ve faaliyet döneminde elde edilen sonuçları tespit etmek amacıyla işletmenin nitelik ve hacminin gerektirdiği şekilde tutmakla yükümlü olduğu defterler. Belli başlı ticari defterler şunlardır: Yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, kasa defteri, işletme defteri ve karar defteri.