• sinyal
    Yapılacak veya meydana gelecek olan herhangi bir şeyin yer, yön veya zamanını göstermek üzere kullanılan uyarıcı, işaret veya belirti.
  • şirket
    İki veya daha fazla kişinin belirli bir faaliyet yapmak ve bundan elde edilecek kazancı paylaşmak amacıyla ve yasaların öngördüğü belirli şartlar altında emek ve sermayelerini belirli oranlarda bir sözleşmeyle bir araya getirerek oluşturdukları kurum, ortaklık. bkz. adi şirket, anonim şirket, limited şirket.
  • şirket suçları
    Vergi kaçırma, çevreyi kirletme, defolu ürünler satma, müşterileri dolandırma gibi şirket çalışanlarının yasadışı eylemleri sonucu oluşan suçlar. bkz. suç.
  • sistem
    1. Birbirine bağımlı unsurlardan oluşan bütün. 2. Sınır ve amaçları önceden planlanmış eylemler, işlevler, ögeler ve ilişkiler bütünü. 3. Belirli bir işi ya da amacı gerçekleştirmek için gerekli unsurları bir araya getirip, bir bütün olarak birbirine bağlı ve uyumluluk içinde çalışmalarını sağlayan düzenek.
  • sistematik gözlem yöntemi
    Sonucu gözlemlenmek istenen değişkenlere deney yapmak amacı ile herhangi bir müdahalede bulunmadan, fakat bütün koşulların kontrol altında tutulduğu bilimsel inceleme yöntemi.
  • sistematik hata
    Bir ölçümde veya hesaplamada, ölçüm yahut hesap araçlarının doğasından kaynaklandığı için giderilemeyen ve her sonuca belli oranda yansıyan hata.
  • sistematik örnekleme
  • site devleti
    Eski Isparta, Atina ve Medine örneklerinde olduğu üzere, doğal olarak oluşan ve kendine yeterli küçük devlet.
  • sivil din
    Bir toplumun büyük çoğunluğunun benimsemesi sonucu, zaman içinde kurumsallaştırılarak kutsallık atfedilen ulusal ritüel, inanç ve semboller. bkz. din.
  • sivil itaatsizlik
    Toplumun büyük kesimlerini rahatsız eden hükümet uygulamalarına karşı tepki vermek veya belirli bir uygulamanın kaldırılmasını, değiştirilmesini sağlamak amacıyla şiddete başvurmadan yasalara uymayı reddetme tavrı. Kamu otoritesinin aldığı kararlara uymama şeklinde tezahür eden, şiddete dayalı olmayan direniş.
  • sivil savunma
    Ülkenin karadan, havadan, denizden ve özellikle de nükleer silahlarla saldırıya uğraması halinde sivil halkı korumaya yönelik önlemler.
  • sivil toplum
    1. Devlet denetimi ve baskısının ulaşamadığı veya belirleyici olamadığı toplumsal etkinlikler. 2. Bireylerin devletten ya da kamu gücünden izin almadan, kovuşturmaya uğrama korkusu taşımadan rahatlıkla ilişki geliştirebildikleri, sosyo-kültürel etkinliklerde bulunabildikleri toplum. 3. Devletin doğrudan denetimi altında tuttuğu alanların dışında kalan ve ekonomik ilişkilerin baskısından da görece bağımsız olarak, gönüllü ve rızaya dayalı ilişkilerle oluşturulan kurum veya etkinlikler.
  • sivil toplumculuk
    Devlet ile sivil toplum arasında kaçınılmaz bir çelişki bulunduğunu ve biri güçlendikçe diğerinin zayıflayacağını, birinin etki alanının genişlemesinin diğerinin etki alanının daralması pahasına gerçekleşebileceğini kabul eden ve bu ikilemde tercihini sivil toplumdan yana yaparak, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda sivil toplumun güçlendirilmesi gerektiğini savunan yaklaşım. Bu çerçevede, siyasal düzeyde sivil topluma, siyasal etkinliklerin devletten arındırılmasıyla; kültürel düzeyde sivil topluma, resmi ideoloji ve resmi dinin olmaması, devletin din, dil, veya ırk ayırımı yapmaması, belirli kültürel kodları dayatmamasıyla; ekonomik düzeyde sivil topluma ise piyasa mekanizmasına ve mülkiyet hakkına devletin karışmaması ile ulaşılabileceği savunulmaktadır.
  • siyasal ambargo
    bkz. ambargo.
  • siyasal antropoloji
    Devleti eksen alarak siyasal kurum ve ilişkilerin ilk insandan bugüne gelişimini inceleyen disiplin.
  • siyasal bireycilik
  • siyasal davranış
    Bireyi siyasal etkinliklere iten temel güdü, his, inanç ve düşüncelerin meydana getirdiği davranış biçimleri; bunları çözümlemeyi konu edinen disiplin.
  • siyasal denetim
    bkz. denetim.
  • siyasal ekoloji
    bkz. ekoloji.
  • siyasal iktisat