- Ricardocu denklik teoremiRicardo'nun Politik İktisat ve Vergilendirme İlkeleri Üzerine adlı meşhur kitabında öne sürdüğü ''hükümet harcamalarının vergilendirme veya borçlanmayla yapılmasının bir ülkeyi ne zenginleştireceği ne de fakirleştireceği'' görüşünden hareketle, hükümet harcamalarının ne şekilde (borçlanarak mı, vergilerle mi, yoksa para basarak mı) finanse edildiğinin bir önemi olmadığını, bunun etkisinin her durumda aynı (yükselen maliyetler ve enflasyon) olduğunu ileri süren görüş.
- Ricardocu kötü alışkanlıkKlasik iktisatçılardan D. Ricardo'nun öncülüğünü yaptığı, iktisadı geçmiş, bugün veya gelecekten soyutlama; tarihe, sosyolojiye, felsefeye ya da kurumsal çerçeveye referans vermeden, saf tümdengelimsel muhakeme ve yüksek matematiksel formüller kullanma. Kişinin arzu ettiği sonuçları kanıtlamak için gerçekçi olmayan, hatta yanlış ve yanıltıcı varsayımlar kullanarak soyut model kurma alışkanlığı.
- Ricardo’nun rant teorisiKlasik iktisatçılardan Ricardo’nun geliştirdiği, toprağın rantının kaynağını açıklamayı amaçlayan kuram. Buna göre, rantın kaynağı, topraklar arasındaki verimlilik farkı ya da doğanın cimriliğidir. Toprakta azalan verimler kanunu geçerlidir, nüfus artışından kaynaklanan talep artışını karşılayabilmek için giderek daha verimsiz veya daha ücra topraklar kullanıma açılmak durumundadır; öte yandan tam rekabetin geçerli olduğu piyasada tarımsal bir malın tek fiyatı vardır ve bu fiyat en verimsiz toprağın ürün maliyetine eşittir. İşte bu fiyat ile verimli toprakların birim maliyeti arasındaki fark toprağın rantını oluşturur.
- risaleMektup şeklinde, belirli aralıklarla çıkan gazete.
- riskten kaçınmaKaybetme korkusu nedeniyle, getiri ihtimalinin götürü ihtimalinden daha çok olması halinde bile, risk almaktan sakınma. bkz. kaybetme korkusu.
- ritüel
- rivayet1. Sözlü aktarım. Birinin başka birinden duyduğu şeyi üçüncü şahıslara sözlü olarak aktarması. 2. Hadis terminolojisinde, Hz. Peygamberin söz, onay ve eylemlerinin yazılı veya sözlü olarak sonraki nesillere aktarılması. Cerh (hadisi rivayet edenin güvenilirliğinin sorgulanması) ve tadil (hadisin aktarılma zincirinin sağlıklı olup olmadığının sorgulanması) yöntemine göre sağlam kabul edilen hadis aktarıcılarına ravi; Müslüman olarak Hz. Muhammedi sağlığında görmüş kimselere sahabe; sahabelerden birisi ile görüşmüş olan kişilere tabiin; enaz bir tabiinle görüşüp konuşmuş, üçüncü Müslüman kuşağı oluşturan Müslümanlara da tebe-i tabiin; denir. Hadis rivayetinde bu sıra aranır ve sonunda hadisin hangi sahabe tarafından nakledildiği tespit edilir. Eğer rivayet zincirinde kopukluk varsa, o hadis sağlam kabul edilmez.
- riyazetbkz. asketizm
- rol1. Sosyal rol. Kişinin sahip olduğu sosyal statü veya çeşitli kurumlar içerisinde bulunduğu konum gereği kendisinden göstermesi beklenen davranış örüntüsü. Örn. Annelik, öğrencilik, liderlik. 2. Sinema filmleri ve tiyatro oyunlarında oyuncuların senaryo gereği oynadığı oyun, sergilediği davranış.
- rol çatışmasıBireyin farklı statülerinin gerektirdiği rollerin çatışması. Bir kişi aynı anda eş, baba ve komiser olduğunda her bir statünün farklı rolleri vardır. Örn. Çocuğu veya eşi yasalara aykırı bir işe karıştığında baba veya eş rolüyle onları saklama; komiser rolüyle de adalete teslim etmesi arasında çelişkiye düşer, rol çatışması yaşar. Benzer şekilde evinin dışında çalışmak zorunda olan bir anne için, işin gereklilikleri ile annelik rolü arasında çelişki ortaya çıkabilir. bkz. rol, rol gerilimi.
- rol gerilimiBir bireyin aynı statüsünden birbirine zıt veya birbiriyle çelişen rollerin beklendiği durumda kişinin gerginlik yaşaması. Örn. Yurtta kalan bir öğrencinin oda arkadaşı hafta sonu okulda kalmasını ve birlikte program yapmalarını, anne babası da eve gelmesini istediğinde rol gerilimi ortaya çıkar. Aynı şekilde bir öğrenciden arkadaşları birlikte oyun oynamak için zaman ayırmasını, hocaları ise daha çok çalışmasını beklerler. Öğrenci statüsünün bir sonucu olarak bu iki rol birbiri ile çelişebilir. Benzer biçimde iş yerinde yönetici konumdaki kişilerden üstleri emrinde çalıştırdığı kişilere disiplinli olmasını, emrindekiler ise kendilerine karşı katı disiplinli olunmamasını beklerler. Bu iki zıt rol kişide gerilim yaratır. bkz. rol çatışması.
- rol mesafesiKişinin, yerine getirdiği rolün kendince olumsuz bulduğu etkilerinden kurtulmak için rol ile kendisi arasına bir mesafe koyması; gerçekten benimsemediği, özdeşleşmediği bir rolü şu veya bu nedenle sürdürmek durumunda olması. Örn. “Aslında bana göre değil, ama mecburiyetten” gerekçesiyle yapılan işler.
- rölativizmbkz. görecelilik.
- rönesansKlasik sanat ve edebiyat eserlerinin yeniden okunması şeklinde 14. yüzyıldan itibaren İtalya’da başlayan ve zamanla tüm Avrupa’ya yayılan, sonuçta Ortaçağ’ın kapanıp Yeniçağ’ın açılmasına neden olan tüm tarihsel ve düşünsel gelişmeler. Olgusal olarak Ortaçağdan Yeniçağa geçiş dönemini simgeleyen Rönesans nitelemesi aynı zamanda tanrı merkezli bir evren tasavvurundan insanmerkezci ve insanbiçimci bir evren tasavvuruna; dinsel rasyonalizmden seküler rasyonalizme; aşkıncılıktan dünyevileşmeye, bireyciliğe ve hümanizme, niteliksel ve tümdengelimci bir düşünme biçiminden niceliksel ve tümevarımcı bir yöntem anlayışına geçişi ifade etmektedir.
- ruhCan. Canlılığı sağlayan, maddesel olmayan ve maddeye indirgenemeyen öz.
- ruh hastalığıbkz. davranış bozukluğu.
- ruhbilimbkz. psikoloji.
- ruhbilimselcilikbkz. psikolojizm.
- ruhçuluk
- ruhsal bozuklukbkz. davranış bozukluğu.