• rasyonel
    Mantıksal çıkarıma göre elde edilen, aklın kurallarına uygun olan. bkz. deneysel.
  • rasyonel beklentiler
    İnsanların beklentilerini ileriye dönük, önlerine bakarak ve gelecekte olacaklara ilişkin tahminlerde bulunarak oluşturdukları görüşü.
  • rasyonel beklentiler okulu
    İnsanları sistemli bir şekilde aldatmanın mümkün olmadığını, günümüzde bireylerin çok çeşitli bilgilenme araçları yardımıyla beklentilerini anında ve geleceğe bakarak ayarladıklarını, bu nedenle de -beklenmedik, önceden ilan edilmemiş, sürpriz olanlar dışında- istikrar tedbirlerinin kısa dönemde bile işe yaramayacağını ileri süren, 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren iktisat politikası tartışmalarına damgasını vuran iktisat okulu. Yeni Klasik Okul olarak da anılmakla birlikte, Klasik iktisadi öğretinin izinden giden ve geniş anlamda "yeni Klasik okullar" adı altında toplanabilecek başka okullar da vardır. bkz. parasalcı okul, arz yanlı iktisat.
  • rasyonel birey
    1. Düşünce ve eylemlerinde sonuca ulaşmada en uygun ve kestirme yolu kullanan, amaca en uygun aracı seçen kişi. 2. Fayda-maliyet hesabına göre davranarak, faydası maliyetinden çok olan faaliyetleri yapan, faydası maliyetini aşan faaliyetlerden de kaçınan birey.
  • rasyonel cahillik
    Rasyonel bir bireyin bilginin edinilmesinde onu "elde etmenin maliyeti" ile ona "sahip olmanın sağlayacağı fayda"yı karşılaştırarak; bilgi edinme maliyetinin ona sahip olmanın sağlayacağı faydayı aşması halinde, bilinçli olarak o bilgiden yoksun kalma tercihi.
  • rasyonel seçim
    Karar verilecek konularda olası tüm seçeneklerin sıralanması, her birinin maliyet ve getirilerinin hesaplanması ve buna bağlı olarak en uygun kararın verilmesi.
  • rasyonellik ilkesi
    Sosyal bilimlerde davranışların açıklanabilmesi için genel yasalar bulma amacına yönelik olarak öne sürülen ve tüm faillerin daima içinde bulundukları duruma uygun olarak davrandıklarını ifade eden ilke. bkz. durumsal çözümleme.
  • rayiç bedel
  • reaksiyon teşkili
    Tepki oluşumu. Bilince çıkmayan bazı istek veya güdülerin esas amaçlarının tam karşıtı ile ifade edilecek kadar iyi gizlenmesi. Örn. Bazen aşırı sevgilerin altında kin ve nefret duygularının yatması.
  • realite
  • realizm
  • reel büyüme oranı
  • reel döviz kuru
  • reel ekonomik büyüme
  • reel gelir
    Nominal gelirin enflasyondan arındırılmış şekli. Gelirin belirli bir andaki satınalma gücü.
  • reel iş çevrimleri teorisi
    İş çevrimlerinin ortaya çıkış nedenlerinin Yeni Klasik ve Yeni Keynesyen ekollerin savunduğu gibi, piyasaların koordinasyon başarısızlıkları, eksik bilgi, maliyetli fiyat ayarlaması, dışsallıklar, fiyat ve ücret yapışkanlığı, iyimserlik veya karamsarlık dalgalarına ya da para veya hükümet politikalarının neden olduğu nominal şokların çevrimlerinin meydana gelişlerini açıklamakta yetersiz kaldıklarını, bu aksaklıkların tümünün giderildiği ve bütün iktisadi karar birimlerinin birer rasyonel ençoklaştırıcı olarak davrandıkları bir ortamda bile teknoloji ve verimlilik gibi reel faktörlerde meydana gelen değişmelerin çevrimlerini ortaya çıkarabileceğini savunan teori. bkz. iş çevrimleri, bilgi maliyeti, maliyetli fiyat ayarlaması, dışsallık, ücret yapışkanlığı, fiyat yapışkanlığı, yeni klasik iktisat, yeni Keynesyen iktisat.
  • reel kültür
    İnsanların açıkladıkları inanç, değer ve normlarla ilişkili olarak gerçekleşen tutum ve davranışları. bkz. kültür.
  • reel milli gelir
    Sabit fiyatlarla milli gelir. Belirli bir dönemde bir ekonomide üretilen mal ve hizmetlerin fiziksel miktarlarının aynı dönemin cari fiyatlarıyla değil, baz alınan bir yılın fiyatları ile ilişkilendirilmesiyle elde edilen gelir. Nominal millî gelirin, baz yılının fiyatlar genel düzeyini başlangıç kabul eden fiyat endeksinde, cari yıla karşılık gelen indeks sayısına bölünmesiyle hesaplanan reel millî gelirin, yıldan yıla göstereceği değişime de reel millî gelir artış hızı denir. Bu oran bir kalkınma ölçütü olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır.
  • reel politik
    Siyaset ile ahlâk arasında kesin bir ayırım olduğu varsayımına dayanarak, hükümet yahut devlet politikalarını ahlâkî kaygılardan arındırarak siyasal kararların gücün gereklerine göre ayarlanması gerektiğini ve yegane ölçünün başarı olduğunu ileri süren yaklaşım. bkz. Makyavelizm.
  • reel ücret
    Emeğin üretimden aldığı nominal payın satınalma gücü. Nominal ücretin fiyatlar genel düzeyindeki dalgalanmalardan arındırılması, yani enflasyon oranına bölünmesiyle elde edilen ücret. Nominal ücret artış hızının, enflasyon hızından yüksek olması reel ücretin yükselmesi; bunun tersi reel ücretin düşmesi; bu hızların eşit olması ise reel ücrette herhangi bir değişikliğin olmaması anlamına gelir.