• piyasa araştırması
    Pazar araştırması. Tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyen zevkleri, tercihleri, değerleri, tutumlarını tespit etmek amacıyla yapılan gözlem, izleme, mülakat, odak grup veya derinlemesine mülakat gibi araştırmalar.
  • piyasa başarısızlığı
    Bilgi ve işlem maliyetleri, dışsallıkların içselleştirilememesi, kamusal malların piyasa kurallarına uygun olarak üretilip tüketilememesi gibi nedenlerle, toplumun isteklerinin en iyi şekilde karşılanması amacına yönelik olarak kaynak tahsisinde piyasanın başarılı olamaması. Piyasa başarısızlığının 4 temel nedeni vardır: 1. Asimetrik bilgi, 2. Dışsallaıklar, 3. Piyasa/fiyat belirleme gücü (eksik rekabet), 4. Kamu malları. bkz. dışsallıklar, işlem maliyeti, bilgi maliyeti, asimetrik bilgi, kamu malları.
  • piyasa dışı sektör
    Bir ekonominin piyasa dışı üretiminin yapıldığı kısmı. bkz. piyasa dışı üretim, piyasa üretimi, kayıt dışı üretim.
  • piyasa dışı üretim
    Bir mal veya hizmetin bedelinin onu kullanan dışında üçüncü bir kişi veya kurum tarafından karşılandığı üretim tarzı. Örn. Vakıflar, dernekler ve devletin ekonomik yardım amaçlı faaliyetleri. bkz. piyasa üretimi, yasadışı üretim, kayıt dışı üretim, ev içi üretim.
  • piyasa ekonomisi
    Pazar ekonomisi. 1. Üretimin kendi ihtiyacını karşılamaktan çok; pazar için, yani başkalarına satıp para kazanma amacına yönelik olarak yapılması. 2. Üretim, tüketim ve bölüşüm kararlarının kamu otoritesi veya toplum adına hareket yetkisiyle donatılmış bir planlama komitesi veya bir üst kurul yerine piyasaya, dolayısıyla üretici ve tüketici konumundaki bireylere bırakıldığı iktisadi sistem. bkz. piyasa, kumanda ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi.
  • piyasa fiyatı
    Bir malın piyasada alınıp satılan, alıcı ve satıcının üzerinde anlaştığı ve alışverişin fiilen üzerinden gerçekleştiği fiyat.
  • piyasa mekanizması
    Fiyat mekanizması. Fiyatların düşmesi veya yükselmesiyle arz veya talep fazlasının ortadan kalkarak piyasada dengenin sağlanması. Buna göre piyasada arz fazlası (aşırı arz) olduğu zaman fiyatlar düşecek, buna bağlı olarak arz edilen miktar düşerken talep yükselecek ve arz fazlası ortadan kalkacak; buna karşılık bir talep fazlası (aşırı talep) durumunda bu kez fiyatlar yükselecek, buna bağlı olarak talep edilen miktar düşerken arz artacak, yine piyasa dengeye gelecektir. Bu şekilde fiyatların inip çıkması yoluyla piyasanın dengeye gelmesine kendiliğinden denge; arz veya talep fazlasının bu şekilde ortadan kalkmasına da temizlenen piyasalar denmektedir.
  • piyasa mucizesi
    Piyasanın, birbirini hiç tanımadığı ve merkezi bir otoritenin kumandası olmadığı halde, milyonlarca insanın birbirine hizmet etmesini ve bu yolla karınlarını doyurmalarını sağlayan barışçı ve mucizevi bir mekanizma olması. Elinizdeki sözlüğün size gelinceye kadar başka bir ülkede ormandan ağaç kesen köylüler, nakliyeciler, marangozlar, keresteciler, hızarcılar, kağıt fabrikası çalışanları, ithalatçılar, matbaacılar, yayınevleri ve yazarlar gibi birbirini tanımayan binlerce insanın, herkes kendi geçimini saplamaya çalışırken, kendiliğinden yaptıkları işbirliği sayesinde elinize ulaşması bunun tipik bir örneğidir.
  • piyasa sektörü
    Ekonominin piyasa üretiminin yapıldığı bölümü. bkz. piyasa üretimi.
  • piyasa üretimi
    Bir mal veya hizmetin bedelinin onu kullanan tarafından karşılandığı üretim tarzı. bkz. piyasa dışı üretim, yasadışı üretim, kayıt dışı üretim.
  • planlama yanılgısı
    Geçmişte benzer tecrübeler olmasına rağmen gelecekte yapılacak işleri planlarken gerekli zamanı olduğundan daha az tahmin etme. bkz. bilişsel yanılgı.
  • plantasyon devlet
    A. de Jasay tarafından ileri sürülen bir devlet tanımı. Buna göre plantasyon devlet, bütünüyle kendi hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan ve çoğu zaman bireylere zarar verecek şekilde bireylerle etkileşime giren bir organik varlık olarak tasarlanan devlettir.
  • plasman
    1. Bankaların kredi olarak çeşitli kişi veya kurumlara aktardığı kaynakların genel adı. 2. Para ya da benzer likit değerlerin menkul ya da gayri menkul gelir getirici değerlere yatırılması.
  • plebisit
  • pluralizm
  • plütokrasi
    bkz. oligarşi.
  • polarizasyon
  • poliarşi
    R. Dahl’ın New Haven’da yaptığı alan araştırmalarına dayanarak formüle ettiği ve modern sanayileşmiş toplumlarda tam bir elit yönetiminin değil, birden fazla elit grubunun aynı anda toplumsal ve siyasal süreçleri etkilemesiyle ortaya çıkan bir elit çoğulculuğunu ifade eden yönetim tarzı. Buna göre, modern toplumlardaki iktidar yapısı ve güç dağılımı birden fazla seçkinler grubunun var olabilmesine imkân tanımakta, demokratik süreçler sonunda seçilen yönetici elitler, toplumdaki bütün önemli karar merkezlerine ve anahtar niteliğindeki işlere nüfuz edememekte, bu alanlar alternatif elitler tarafından doldurulmakta, bu yüzden de her şeyi denetiminde tutan bir elitin yönetimi mümkün olmamaktadır.
  • poliçe
    Üzerinde yazılı belirli bir tutarda paranın, bir kişiye ya da emrine ödenmesi konusunda verilen, kayıtsız şartsız bir ödeme emrini içeren, özel şekil şartlarına bağlı, kıymetli evrak niteliğindeki senet. Poliçe ilişkisinde söz konusu olan üç taraftan poliçeyi düzenleyene keşideci, alacaklıya lehdar, senedi ödeyecek olana da muhatap denir. Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmayarak, sonra tamamlanmak üzere bir kısım bilgileri eksik bırakılmış poliçeye açık poliçe denir.
  • poligami
    bkz. evlilik.