• ortak havuz kaynağı
    Bir kişinin tüketiminin diğerlerinin tüketimi üzerinde azaltıcı sonuçları olan, faydalanan kişilerin dışlanmasının imkansız olmamakla birlikte zor olduğu otlak, orman, balık, temiz su ve hava gibi doğal veya insan tarafından üretilen bu nitelikteki kaynaklar. bkz. tam kamusal mal.
  • ortak pazar
    Üye ülkelerin kendi aralarındaki gümrük duvarlarını kaldırıp, üçüncü ülkelere karşı da ortak tarife uyguladıkları, buna ek olarak emek ve sermayenin kurulan birlik içinde serbest dolaşımının söz konusu olduğu iktisadi bütünleşme biçimi.
  • ortak tüketim
    bkz. tüketim.
  • ortakçılık
    Yarıcılık. Toprağın mülkiyetini elinde tutanların, ürünün belirli bir kısmını alma karşılığında toprak üzerinde yapılacak üretimin tüm aşamalarında maliyet, denetim ve karar yetkisini başkalarına devretmesini öngören toprak sistemi.
  • ortaklık
    bkz. şirket.
  • ortalama
    İstatistiksel bir dizide yer alan sayıların veya belirli bir amaçla yapılan gözlem sonucunda elde edilen değerlerin toplanıp, sonucun toplanan rakam veya yapılan gözlem sayısına bölünmesiyle elde edilen değer.
  • ortam yanılgısı
    Bir gruba ait toplu gözlem sonuçlarına dayanarak, o grup içindeki bireysel farklılıkları göz ardı etmek suretiyle, tekil olarak farklılık taşıyan bireylere ilişkin yanlış sonuç çıkarma.
  • ortanca
    Medyan. Büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe doğru sıralanmış olan bir dizinin tam ortasında yer alan değer. Bir gözlem sıralamasında veya dizide yer alan gözlem ya da değer kümesini tam ortadan ikiye bölen nokta. Buna göre dizide yer alan değerlerin sıra bakımından yarısı ortancanın sağında, yarısı da solunda kalır. bkz. ortalama.
  • örtük askeri yönetim
    Askeri vesayet rejimi. Temel toplumsal kararların askeri yöneticilerin istekleri veya talimatları doğrultusunda alındığı, ancak idari ve işlemlerin siviller eliyle yürütüldüğü yönetim tarzı. bkz. açık askeri yönetim.
  • örtük bilgi
    Sezgi, beden dili, estetik, liderlik gibi alanlarda daha çok görülmekle birlikte, az veya çok her alanda var olan, ama bir kişiden diğerine söz, yazı veya görüntü yoluyla aktarılamayan, daha çok kişiye özgü olan veya uygulama ve kişisel etkileşimle öğrenilebilen bir bilgi türü.
  • örtük maliyet
    Üreticinin, kendi sahip olduğu için piyasaya herhangi bir ödeme yapmadan kullandığı üretim faktörlerinin maliyeti. Örn. Mülkü kendine ait olan bir gayrimenkulün kira bedeli; kendi işyerinde çalışan kişinin başka birinin yanında çalışması halinde alacağı ücret, veya yaptığı işi başka birisine yaptırdığında ödeyeceği bedel gibi maliyetler birer örtük maliyettir. bkz. maliyet, açık maliyet, fırsat maliyeti, ekonomik maliyet.
  • örtük sosyal sözleşme
    Bireylerin kendilerini de etkileyen düzenleme ve uygulamalara karşı çıkmayarak, onları meşru görerek gösterdikleri uzlaşma.
  • örtük uzlaşma
    Bir grup adına yapılan bir yorum, görüş açıklama veya karara karşı grup üyelerinden herhangi bir itirazın gelmemesi nedeniyle ortaya çıkan birlik durumu.
  • örtülü ödenek
    Genel bütçede yer alan, devletin güvenliği ve gizli çıkarları için harcanmak üzere ayrılan ve herhangi bir denetime tabi olmayan ödenek. Harcama yeri gizli tutulan ve yasama organının doğrudan denetimine tabi olmayan ödenek. Başbakanlık bütçesi içerisinde yer alan örtülü ödenek; gizli istihbarat ve savunma hizmetleri, devletin yüksek çıkarları ve güvenliği ile sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda olağan dışı hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılır.
  • örümcek ağı teoremi
    Tarımsal ürünlerde görülen, şimdiki dönemin arzının geçmiş dönemin fiyatlarına bağlı olarak oluşması dolayısıyla, arzın talebe uyum sağlamasının belirli bir zaman almasını açıklayan ve bu özellikteki ürünlerin fiyat, talep ve arzı arasındaki ilişkileri inceleyen kuram. Koordinat düzleminde bu ilişkinin örümcek ağına benzer bir eğri ortaya çıkarması nedeniyle bu adla anılmaktadır.
  • örüntü
    1. Belli bir yapıyı, belli bir bütünü oluşturan dal veya birimlerin bir araya gelme biçimi. 2. Doğada veya insan yapımı olan şeylerde görülen düzenlilik.
  • oryantalizm
    Doğubilim. Batı dünyasındaki üniversiteler veya özel araştırma kurumlarında, İslam, Çin, Hint ve diğer doğu toplumlarının ekonomik, sosyal, siyasal kurumları, yaşayış ve düşünüş tarzları, inançları, meydana getirdikleri düşünsel ürünler ile ilgili olarak yapılan araştırma, inceleme yahut spekülatif katkı niteliği taşıyan yorumlardan oluşan bilgiler bütünü. bkz. batıbilim.
  • otarşi
    Kendi kendine yeterlilik. Ham ve mamul madde üretimi açısından kendine yeter hale gelmeyi, ihracat ve ithalat bakımından dış ülkelere bağımlı olmamayı ve uluslararası işbölümüne karşı mutlak ekonomik bağımsızlık sağlamayı amaç edinen yönetim.
  • otistik
    bkz. otizm.
  • otizm
    Bazı alanlarda çok yetenekli olup, buna karşılık başka alanlarda normalin altında bir yeteneği olma durumu. Kişinin zihinsel yetileri arasında, günlük yaşama uyum güçlükleri sonucunu doğuran bir dengesizlik bulunması hali. Olağanüstü zeka düzeyi olduğu halde çevre ile sağlıklı iletişim kuramama. Bu kişilere otistik denir.