• klik
    Bir formel grubun içinde yer almakla beraber gruptan bağımsızmış gibi davranabilen, bu yolla grup içinde ayrı bir odak oluşturan informel ve kendiliğinden gelişen ilişkilerle oluşan alt grup. bkz. hizip.
  • klinik psikolojisi
    Davranış bozukluklarını tanıma, nedenlerini bulma ve tedavi etmeyi konu edinen psikoloji dalı.
  • kliometri
    Matematik ve istatistiksel tahmin yöntemlerinin geleceğe dönük değil, geçmişe dönük olmasını; tarihi olay ve durumları aydınlatmak amacıyla kullanılmasını öngören tarih yaklaşımı.
  • kliring
    İki taraflı uluslararası ticaret anlaşmalarının döviz kullanılmadan yapılabilmesine imkân veren bir yöntem. Bu yönteme göre aralarında kliring anlaşması bulunan ülkelerdeki ithalatçılar borçlarını yerli para ile kendi merkez bankalarına öderken, ihracatçılar da alacaklarını yine yerli para cinsinden kendi merkez bankalarından alırlar.
  • know-how
    1. Üretim bilgisi veya üretim teknolojisinin bilgisi. Bir malın nasıl üretileceğinin formülü. 2. Sanayi, ticaret, ulaştırma, turizm, reklamcılık vb. alanlarında bir firma ya da bir kurumun bilgi, işletme veya üretim yöntemlerini bir başka firmaya satması veya kiralaması.
  • koalisyon
    1. Kişiler, örgütler, siyasal partiler veya hükümetler arasında ortak bir amacı gerçekleştirmek için kaynak ve güçlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan ittifak, muahede veya bağdaşma. 2. Seçimlerde tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamamış bir siyasal partinin başka parti ya da partilerle bir araya gelerek hükümet kurması.
  • kodlama
    Sosyal ve siyasal araştırmalarda, bilgisayar ortamına aktarabilmek için verilerin sayısal bir değere dönüştürülmesi.
  • kökbilim
    bkz. etimoloji.
  • köktencilik
  • kol emeği
    bkz. emek.
  • kolaylaştırıcı varsayımlar
    Teori kurma sürecinin karmaşıklığını azaltmak ve değişkenlerin etkilerini tek tek belirlemek amacıyla ilk aşamada bazı değişkenlerin devre dışı tutulması, ardından aşamalı biçimde onların da devreye sokularak meydana getirecekleri etkilerin incelenmesini sağlayan varsayımlar. Örn. Bir ekonomi teorisi geliştirirken önce sadece özel sektörün faaliyette bulunduğu ve devletin olmadığı bir ekonomi tasavvur edilir. Ardından devletin olduğu ancak dış ticaretin olmadığı bir ekonomi tasavvur edilerek, devletin modele eklenmesiyle ortaya çıkan sonuçlar (vergi ve kamu harcamalarının etkisi) incelenir. Son olarak da dış ticaret (ihracat ve ithalat) eklenerek model tamamlanır. bkz. varsayım, alan varsayımları, ihmal edilebilirlik varsayımları.
  • köle
  • kölelik düzeni
    İnsanın, mülkiyet nesnesi kabul edilerek, aynen mülkiyet nesnesi olan diğer mal veya varlıklar gibi başka insanlar tarafından sahiplenilebilir, alınıp satılabilir, yasa ve töreler çerçevesinde beden ve emeğinden kendisine bir bedel ödenmeksizin yararlanılabilirliğini kabul eden düzen. Bu düzende, mülkiyete konu olan insana köle, mülkiyet iddiasında bulunana ise köle sahibi veya efendi denir. Aynı zamanda bu iki kategori, aralarında dikey hareketliliğin olmadığı iki ayrı toplumsal katmanı ifade eder.
  • kollektif
    Topluca, ortaklaşa, bir bütün olarak; toplu olan, bireysel olmayan. Birden çok insan tarafından gerçekleştirilen veya bir çok insana ait olan. Cemaat, cemiyet, millet, parti, devlet vb. gibi tek tek bireyleri aşan, onların üstünde, birey üzerinde yaptırım gücü olan yapılara da kolektif yapılar denir.
  • kollektif bilinç
  • kollektif bilinçaltı
    Bilinçaltının diğer insanlarla paylaşılan bölümü. İnsan topluluklarının davranışlarının ortaya çıkışında belirleyici roller oynayan, insanoğlunun, tarihsel süreç içinde nesilden nesile aktarılarak gelen genetik özellikleri, arzu ve elemleri, etki-tepki mekanizmaları ile davranış örneklerinin depolandığı varsayılan soyut alan. Kolektif bilinçaltı kavramı insan davranışlarının açıklanmasında S. Freud’un bilinçaltı kavramının yetersiz kaldığını öne süren C.G. Jung tarafından geliştirilmiştir. Jung’a göre tüm insanlık alemi için ortak bir bilinçaltı olduğu gibi, her milletin de kendi tarihsel geçmişinden kaynaklanan kendine özgü ve farklılaşmış bir kolektif bilinçaltı vardır; toplumda yaşayan bireylerin davranışları, söz konusu kolektif bilinçaltında yer eden kavramlar, algılar, mitoslar, vb. sosyo-kültürel dinamiklerden önemli ölçüde etkilenirler.
  • kollektif davranış
  • kollektif eylem
  • kollektif şirket
    Şahıs şirketi. İki ya da daha fazla gerçek kişi tarafından ortak bir ticaret unvanı ile işletilmek amacıyla kurulan, ortaklardan tümünün şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu oldukları, tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketi.
  • kollektif vicdan
    Maşeri vicdan. Toplumsal dayanışmanın oluşması ve birlikte yaşamanın gerektirdiği kurallara uyumun sağlanması amacıyla toplum üyeleri arasında ortalama olarak yüksek oranda paylaşılan inanç ve değerler bütünü.