M. Emin Zararsız –
3/2/2022 tarihli ve 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat 2022 tarihli ve 31750 sayılı Resmî Gazetede yayınlandı. Yürürlük maddesindeki hükme göre Kanunun bir maddesi (657 sayılı Devlet Memurları Kanununda değişiklik yaparak öğretmenlerin mali ve özlük haklarını düzenleyen 8 inci madde) 15 Ocak 2023 tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde, yani 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kanun toplam olarak 12 asıl ve 1 geçici maddeden oluşmaktadır. Amaç, Kapsam, Yürürlük, Yürütme, hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak kanunu belirleyen madde, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü maddesine sözleşmeli öğretmenlerin süresinden önce yer değiştirmesine imkân veren iki mazeret ekleyen madde ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun iki maddesini (43 ve 45) ilga eden hükümler dışarıda bırakıldığında öğretmenlik mesleğinin toplam 4 maddede (3, 4, 5, ve 6 ncı maddeler) düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Öğretmenlerin mali ve özlük haklarına ilişkin (Eğitim Öğretim Tazminatı oranları ile ek göstergeler) düzenlemeler ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda değişiklik yapılmak suretiyle gerçekleştirilmiş ve 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
Kanunun Resmî Gazetede yayınlanmasından sonra yapılan bazı açıklamalarda “öğretmenlerin 60 yıllık hayalinin gerçekleştiği” ifade edilmiştir. Gerçekten bu hayal gerçekleşti mi?
Bir mesleğin kanunla düzenlenmesi halinde bu kanun neleri kapsamalı, hangi konuları düzenlemelidir? 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu bu anlamda öğretmenlik mesleğini düzenlemekte midir?
Anayasanın 128 inci maddesine göre “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.”
Yürürlükteki hukuk sistemimize göre resmî okullardaki öğretmenlerin memur olduklarında herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Bu nedenle de nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenmek zorundadır.
Genel olarak kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurların, bu arada öğretmenlerin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenmiş bulunmaktadır. Ayrıca diğer bazı kanunlarda da mesela 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda da öğretmenlik mesleğine ilişkin bazı hususlar, mesela kariyer basamakları düzenlenmiş bulunmaktadır.
Madem öğretmenlerin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri zaten kanunla düzenlenmiş ise ayrı bir öğretmenlik meslek kanununa gerek var mı? Eğer gerek duyuluyorsa 657 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan düzenlemeler yerlerinde durmalı, farklı hususlar ayrı bir kanunla mı düzenlenmeli; yoksa 657 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda öğretmenlerle ilgili her şey oralardan çıkarılarak eksiklikleri de varsa ikmal edilerek müstakil bir kanun haline mi getirilmelidir?
Önce 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu neler getirmekte buna bakalım, daha sonra ise bir meslek kanununda yer alması gereken hususlara değinerek Öğretmenlik Meslek Kanununun bu hususları kapsayıp kapsamadığını, diğer bazı meslekleri düzenleyen kanunlardan da örneklerle değerlendirelim.
Kanun, eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli öğretmenlerin atamaları ve mesleki gelişimleri ile kariyer basamaklarında ilerlemelerini düzenlemek amacıyla çıkarılmış (md. 1) olup eğitim ve öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenleri kapsamaktadır (md. 2). Kapsam maddesinde kullanılan “eğitim öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenler” ifadesinin özel okullardaki öğretmenleri kapsayıp kapsamayacağı belli değildir.
Kanunun 3 üncü maddesinde öğretmenlik “eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” (md. 3/1) olarak tanımlandıktan sonra öğretmenlerin bu görevlerini, Türk Millî Eğitiminin amaçları ve temel ilkeleri ile öğretmenlik mesleği etik ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır (md. 3/1). Bundan sonra öğretmenlerin çalışma şartlarının eğitimde kalitenin yükseltilmesi için belirlenen amaçları gerçekleştirmek üzere düzenleneceği (md. 3/2), öğretmenlik mesleğine hazırlığın genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon/öğretmenlik meslek bilgisi ile sağlanacağı (md. 3/3) ifade edildikten sonra öğretmenlik mesleğinin aday öğretmenlik döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrıldığı ifade edilmiştir (md. 3/4).
Kanunun 4 üncü maddesinde öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi düzenlenmiştir. Öğretmen adaylarında genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon/öğretmenlik meslek bilgisi bakımından aranacak niteliklerin Millî Eğitim Bakanlığınca tespit olunacağı (md. 4/1) belirtildikten sonra öğretmenlerin öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurt dışı yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından seçileceği (md. 4/2) öngörülmüştür.
Kanunun 5 inci maddesinde aday öğretmenlik düzenlenmiştir. Buna göre aday öğretmen olabilmek için özel mevzuatında yer alan hükümler saklı kalmak üzere, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma, 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanununa göre güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmış olma ve Millî Eğitim Bakanlığınca ve/veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranacaktır (md. 5/1).
Adaylık süresinin bir yıldan az iki yıldan çok olamayacağı ve bu süre içinde, zorunlu hâller dışında aday öğretmenlerin görev yerinin değiştirilemeyeceği (md. 5/2); aday öğretmenlerin, eğitim ve uygulamadan oluşan Aday Öğretmen Yetiştirme Programına tabi tutulacağı ve aday öğretmenlerden adaylık süreci sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olanların öğretmenliğe atanacağı (md. 5/3) hükme bağlanmıştır.
Aday öğretmenlerden atanma niteliklerinden herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanların, adaylık süresi içinde atanma şartlarından herhangi birini kaybedenlerin, adaylık sürecinde aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların, aday öğretmenler için öngörülen Aday Öğretmen Yetiştirme Programına mazeretsiz olarak katılmayanlar ile bu program sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmede başarısız olanların görevine son verileceği ve bunların üç yıl süreyle öğretmenlik mesleğine alınmayacağı (md. 5/4) öngörülmüştür.
Aday öğretmenler için öngörülen Aday Öğretmen Yetiştirme Programına mazeretsiz olarak katılmayanlar ile bu program sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmede başarısız olmalarından dolayı görevlerine son verilmesi gerekenlerden aday öğretmenliğe başlamadan önce 657 sayılı Kanuna göre memurlukta adaylığı kaldırılarak asıl memurluğa atanmış olanlar, kazanılmış hak aylık derecelerine uygun memur unvanlı kadroya atanacaklardır (md. 5/5).
Aday öğretmenlerin adaylık sürecinde yetiştirilmelerine esas Aday Öğretmen Yetiştirme Programı ve Adaylık Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ile aday öğretmenlik sürecine ilişkin diğer usul ve esaslar ise yönetmelikle düzenlenecektir (md. 5/6).
Kanunun 6 ncı maddesinde öğretmenlik kariyer basamaklarına geçiş şartları düzenlenmiştir. Buna göre aday öğretmenlik dâhil öğretmenlikte en az on yıl hizmeti bulunanlardan mesleki gelişime yönelik 180 saatten az olmamak üzere düzenlenen Uzman Öğretmenlik Eğitim Programını tamamlamış olan, mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olan, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan öğretmenler uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabileceklerdir. Uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacak ve bunlara uzman öğretmen sertifikası düzenlenecektir (md. 6/1).
Uzman öğretmenlikte en az on yıl hizmeti bulunan ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan uzman öğretmenlerden mesleki gelişime yönelik 240 saatten az olmamak üzere düzenlenen Başöğretmenlik Eğitim Programını tamamlamış olan ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar başöğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabileceklerdir. Yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacak ve bunlara başöğretmen sertifikası düzenlenecektir (md. 6/2).
Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen, doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulacaktır (md. 6/3).
Eğitim kurumu yöneticiliği ve sözleşmeli öğretmenlikte geçen süreler öğretmenlik süresinin hesabında dikkate alınacaktır (md. 6/4).
Öğretmen unvanından, bu göreve atanmanın atamaya yetkili amir tarafından onaylandığı tarihten, uzman öğretmen veya başöğretmen unvanından ise uzman öğretmen/başöğretmen sertifikasının düzenlendiği tarihten itibaren yararlanılacaktır. Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanını kazandıktan sonra alan değiştiren ya da ilgili düzenlemelerle alanı kaldırılan veya alanının adı değiştirilen öğretmenler ise kazandıkları unvanları kullanmaya devam edeceklerdir (md. 6/5).
Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı alanlara her unvan için ayrı ayrı olmak üzere bir derece verilecektir (md. 6/6).
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olanlar, cezaları özlük dosyasından silindikten sonra uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı için başvuruda bulunabileceklerdir (md. 6/7).
Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esaslar ise yönetmelikle düzenlenecektir (md. 6/8).
Öğretmenlerin mali ve özlük haklarına yönelik olarak ise 15 Ocak 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 657 sayılı Kanuna göre ödenecek olan Eğitim Öğretim Tazminatı oranları artırılmış, ayrıca ek göstergeleri yeniden düzenlenerek 1. dereceye gelen öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmiştir (md. 8 ve 11 delaletiyle 657 sayılı Kanun md. 152/II ve bu Kanuna ekli (I) Sayılı Cetvel).
Yukarıda belirtilen hususlardan çıkarılacak sonuç şudur: 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile sadece öğretmenlik mesleği aday öğretmenlik dışında öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılmakta, bu kariyer basamaklarına yükselmenin şartları düzenlenmekte, ayrıca mali ve özlük hakkı olarak da uzman öğretmenliğe ve başöğretmenliğe hak kazanılması halinde birer derece verileceği öngörülmektedir. Ayrıca 15 Ocak 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere başöğretmenler için halen uygulanmakta olan %40 oranındaki eğitim öğretim tazminatı %120’ye, uzman öğretmenler için halen uygulanmakta olan %20 oranındaki eğitim öğretim tazminatı %60’a yükseltilmekte, tüm öğretmenler bakımından ise 1. dereceye yükselen öğretmenlerin ek göstergesi 2200’den 3600’e yükseltilmektedir.
7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile getirilen hususların çoğu, aynen veya benzer bir şekilde bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43 ve 45 inci maddelerinin ilk halinde ve 30/6/2004 tarihli ve 5204 sayılı Kanunla bu Kanunun 43 üncü maddesine eklenen yedi fıkra ile zaten düzenlenmekte idi. Yani 1739 sayılı Kanunun şimdi yürürlükten kaldırılan 43 üncü maddesi ile 2004 yılından itibaren öğretmenlik mesleği adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılmış (1739 sayılı Kanun, mülga md. 43/4), devam fıkralarda ise bu basamaklara atanma usul ve şartları düzenlenmişti. Aynı Kanunun 45 inci maddesinde ise öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi düzenlenmekteydi. Bu nedenle halen sistemde 43 üncü maddedeki düzenleme çerçevesinde uzman öğretmen ve başöğretmen bulunmakta idi. Bu iki madde Öğretmenlik Meslek Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer bir deyişle öğretmenlerin 60 yıllık hayalinin gerçekleştirildiği şeklinde takdim edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu, zaten yürürlükte olan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43 üncü maddesine 2004 yılında eklenen fıkralarla düzenlenmiş idi. Uzman ve başöğretmenlere Eğitim Öğretim Tazminatı da yine aynı yılda 657 sayılı Kanuna eklenen hükümler ile verilmişti.
Gerek Anayasanın yukarıda verilen 128 inci maddesinden gerekse muhtelif meslekleri düzenleyen kanunlardan hareketle bir mesleğin kanunla düzenlenmesi halinde en azından aşağıdaki hususların düzenlenmesi gerektiği belirtilebilir.
- Mesleği icra edeceklerin nitelikleri,
- Mesleğe giriş usul ve şartları,
- Meslekte ilerleme ve yükselme (kariyer basamakları ve basamaklar arası geçiş),
- Yer değiştirme usulü ve şartları,
- Genel olarak mesleği icra edenlerin görevleri ve yetkileri, hakları ve sorumlulukları,
- Her bir kariyer basamağında bulunanların görev ve yetkileri, hak ve sorumlulukları,
- Meslek etik kuralları,
- Mesleğin gereklerine aykırı davranışlarda uygulanacak müeyyideler (disiplin hükümleri),
- Mesleği sona erdiren haller,
- Mesleğin mali, sosyal ve özlük hakları.
Yürürlüğe giren Kanun yukarıda sayılı hususlardan sadece 2 ve 3 üncü sırada yazılı olanları düzenlemektedir. Diğer bir deyişle öğretmenlik mesleğine giriş ve öğretmenlik mesleği kariyer basamakları ile bu basamaklara yükseliş şartları bu Kanunda düzenlenmiş, diğer hususlara ilişkin ise bu Kanunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Mesela öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen arasında ders yükümlülükleri, sosyal sorumlulukları, yönetim kademelerine atanma vb. hususlarda herhangi bir fark olacak mı, yoksa sadece alacakları ücret mi farklılaşacaktır? Buna karşılık mesela 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu, 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu gibi farklı meslekleri düzenleyen kanunlara bakıldığında yukarıda sayılan hususların tamamının düzenlendiği görülmektedir. Ayrıca 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun da kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar bakımından genel olarak yine yukarıda sayılan hususları düzenlediği görülmektedir. Bunlar dışında 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu da yine yukarıda sayılan hususları kapsayacak şekilde düzenleme içeren meslek kanunlarına verilecek örnekler arasında zikredilebilir.
Ağustos 2011 – Mayıs 2013 tarihleri arasında Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yaptığım dönemde Ekim 2011 tarihinde başlayıp Temmuz 2012’de dönemin Başbakanına, Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısına, Maliye Bakanına ve Maliye Bakanlığı bürokrasisine sunumu yapılan “Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi Taslağı” Bakanlık içinden ve dışından çok taraflı ve çok sayıda paydaşlarla, çok sayıda çalıştaylarla hazırlanmış idi. Öğretmen Adaylarının Seçimi, Hizmetöncesi Öğretmen Eğitimi, Öğretmen Adaylarının İstihdamı, Adaylık ve Uyum Eğitimi, Kariyer Geliştirme ve Ödüllendirme, Öğretmenlik Mesleğinin Statüsü olmak üzere altı başlıkta toplanan sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi Taslağında belirlenmiş idi. “Her Sınıfa En Nitelikli Öğretmenin Ulaşmasını Sağlamak” amacı altında üç hedef ve her bir hedefin altında da alt hedefler; “Öğretmenlerin Mesleki ve Kurumsal Bağlılığını İyileştirmek ve Sürdürülebilir Kılmak” amacı altında iki hedef ve her bir hedefin altında alt hedefler; “Öğretmenlik Mesleğinin Algı ve Statüsünün Güçlendirilmesi” amacı altında ise bir hedef ve bu hedefin de altında alt hedefler belirlenmişti. “Öğretmenlerin Mesleki ve Kurumsal Bağlılığını İyileştirmek ve Sürdürülebilir Kılmak” amacı altındaki iki hedef ise “Adaylık Sürecinden İtibaren Öğretmenlerin Kişisel ve Mesleki Gelişiminde Sürekliliği Sağlamak” ve “Kariyer Gelişimi ve Ödüllendirme Sistemini İyileştirmek” olarak tespit edilmiş ve hedeflere ulaşmak için eylemler de belirlenmişti. Bu amaç ve hedefler çerçevesinde 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43 ve 48 inci maddelerinin kariyer basamaklarını yeniden düzenlemek üzere değiştirilmesine yönelik tasarı taslağı da hazırlanmış idi.
2012 Mayıs ayında hazırlanan tasarı taslağı ile öğretmenlik kariyer basamakları aday öğretmenlikten sonra öğretmen, uzman öğretmen, kıdemli uzman öğretmen ve başöğretmen olarak öngörülmüştü. Kariyer basamaklarında yükselme hakkı sürekli mesleki gelişim eğitimi, lisansüstü eğitimi, yabancı dil bilgisi, bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikleri, kıdemi ve iş başarımı yönünden yapılacak değerlendirme ile her bir basamak için yapılacak sınavda elde edilecek başarıya göre verilecek sertifikayla kazanılacaktı. Her bir kariyer basamağına ilişkin sertifikanın geçerlik süresi beş yıl olacak ve bu sürenin bitiminde katılacakları sınav ve değerlendirme sonuçlarına göre bir üst basamağa yükselemeyen veya bulunduğu basamağın gerektirdiği nitelikleri koruyamayan ya da sınava ve değerlendirmeye katılmayanların sertifikalarının bir alt basamağa indirileceği, uzman öğretmenlerin sertifikalarının ise iptal edileceği öngörülmüştü. Yani sürekli gelişimi öngören bir sistem getirilmekteydi.
Ne yazık ki Ekim 2011’den Temmuz 2012’ye kadar büyük emeklerle hazırlanmış olan Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi taslak halinde kalmış, öngörülen eylemler ve hazırlanan tasarı taslakları dönemin siyasi şartları çerçevesinde gerçekleştirilememiştir.
Hülasa, 7325 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile dağ fare doğurmuş, 60 yıllık hayal 2004 yılından buyana bir kanunun iki maddesi şeklinde yürürlükte olan hükümlerin müstakil kanun olarak düzenlenmesi ile takdim edilmiştir. 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanununda düzenlenen hususlar 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43, 45 ve 48 inci maddelerinde yapılacak değişikliklerle de gerçekleştirilebilirdi. Böylece öğretmenliğin sadece üç kariyer basamaktan ibaret olduğunu düzenleyen bir metin “Meslek Kanunu” adı altında takdim edilmez, mevzuat külliyatında yeni bir numara alan bir kanun daha oluşturulmamış olurdu.
Kim bilir belki de siyasal iletişim stratejisi bakımından, mevcudu bir başka paketle sunmak doğru olanıdır!